Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9023 Esas 2011/10922 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9023
Karar No: 2011/10922
Karar Tarihi: 26.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9023 Esas 2011/10922 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı adına kayıtlı bir taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptalini istemiştir. Yerel mahkeme, 5841 sayılı Yasa uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar vermiştir. Ancak, 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususu bozma gerekçesi olmuştur. 5841 sayılı Yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Kesin hüküm halini almamış uyuşmazlıklarda, 10.3.1969 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı gereği iptal, hala anlaşmazlık hali devam ederse etkilememektedir. Bu nedenle, davanın hükümsüz sayılması yanlıştır. İşin esasının İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca değerlendirilmesi gereklidir. Kararda geçen kanun maddeleri: 5841 sayılı Yasa, 6099 sayılı Yasa, 3402 sayılı Yasa, HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/9023 E.  ,  2011/10922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 16/02/2011
    NUMARASI : 2010/396-2011/56

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına kayıtlı 351 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgsinin deniz yönünde kaldığını ileri sürüp, bu kısmın tapu kaydının iptalini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın, 5841 sayılı Yasa uyarınca reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; davanın reddinin kural olarak doğru olduğu ancak yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece son kurulan hükmün temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak 19.01.2011 tarihinde yürülüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmektedir. Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar 23.07.2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan gerekçelerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

    Hemen Ara