Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9174 Esas 2011/10897 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9174
Karar No: 2011/10897
Karar Tarihi: 26.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9174 Esas 2011/10897 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Hazine, tapusunun iptalini isteyerek davalı taraf ile davaya girmiştir. Mahkeme, davanın hak düşürücü süreden reddine karar vermiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında davanın reddine ilişkin kararın doğruluğundan söz edilemez. Yargılama masraflarıyla ilgili olarak 6099 Sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 Sayılı Yasa'ya eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerinde düzenlemeler getirilmiştir. İşin esası hakkında İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmalıdır. Kararın sonunda verilen kanun maddeleri: 5841 Sayılı Yasa'nın 12. maddesi, Anayasa'nın 153. maddesi, 6099 Sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleri, 3402 Sayılı Yasa'ya eklenen 36/A ve geçici 11. maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2011/9174 E.  ,  2011/10897 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/04/2011
    NUMARASI : 2010/335-2011/137

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapusunun iptalini istemiştir.
    Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın  5841 sayılı Yasa  ile değişik 12. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
    Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava; tapu iptali isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddi gerektiğine değinen Daire bozma kararına uyularak davanın reddedildiği görülmektedir. Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasa"nın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ne var ki, anılan Yasa Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın resmi gazetede yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasa"nın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
    O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer. Öte yandan, yargılama masraflarıyla ilgili olarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasa"nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 Sayılı Yasa"ya eklenen 36/A ve geçici 11. maddelerinde, “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği...” yönünde düzenlemeler getirilmiştir.
    Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
    Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara