Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11245 Esas 2011/10874 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11245
Karar No: 2011/10874

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11245 Esas 2011/10874 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/11245 E.  ,  2011/10874 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/10/2009
    NUMARASI : 2005/1033-2009/519

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, dava dışı alacaklı G."ün başlattığı icra takibinden kurtarmak için tek taşınmazı olan  994 parseli muvazaalı olarak N. U."ya temlik ettiğini, ondan da yine muvazaalı olarak davalı M.Y."ya devrettiklerini ve bu konuda protokol imzaladıklarını,   anlaşmaya aykırı davranan M."in taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile S.G."e satmayı vaat ettiğini, sonrasında hükmen taşınmazın S. adına tescil edildiğini, bu kişinin de yine satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazı N.D."e satmayı vaat ettiğini, adı geçen tüm kişilerin danışıklı hareket ettiklerini ileri sürerek tapu iptal ve tescil ile davalı S.G.e ait satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı M., davanın kabulünü istemiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın  kanıtlanamadığı  gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi . .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.   
    Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 994 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından 9.11.2001 tarihli resmi senetle dava dışı N. U."ya satış suretiyle temlik edildiği, ondan sırasıyla 20.5.2002 tarihinde davalı M. Y."ya satış suretiyle, 24.3.2008 de diğer davalıların murisi S. G."e hükmen, ondan da 12.9.2009 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile dava dışı N.D.adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, davanın  devamı  sırasında (karardan  önce) taşınmazın el  değiştirdiği gözetildiğinde HMK nun 125. (HUMK nun 186) maddesinde öngörülen usulü işlemlerin tekemmül ettirilmesi, ondan sonra esas hakkında hüküm kurulması gerekeceğinde kuşku yoktur. 
    Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı  HUMY"nun  186. maddesi  hükmünde  birlikte 6100 sayılı  HMK.nun 125. maddesinde ise dava konusunun davacı  veya  davalının  üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler her iki  hal  içinde  ayrı  ayrı düzenlenmiştir.
    O  halde kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda usulü işlemin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, değinilen  husus gözardı  edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle, 6100  sayılı  HMK"nun  geçici  3. maddesi  yollaması  ile  1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 26.10.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

    Hemen Ara