Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5876 Esas 2011/10860 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5876
Karar No: 2011/10860
Karar Tarihi: 25.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5876 Esas 2011/10860 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, miras bırakanın ölümünden sonra davalı tarafından gerçekleştirilen tapu işleminin muvazaa ile yapıldığını ve kendilerine mal kaçırma amacının olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptal edilerek kendilerine tescil edilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, delilleri değerlendirerek bu iddiaların doğru olmadığına karar vermiştir. Kararı temyiz eden davalı tarafın itirazları yerinde olduğundan, karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu madde 511
- Borçlar Kanunu madde 514
- Borçlar Kanunu madde 518
- HUMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) madde 428
1. Hukuk Dairesi         2011/5876 E.  ,  2011/10860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakan ... Dikiciler"in hasta ve yaşlı olması nedeniyle kolayca kandırılabilecek bir yapıya sahip olduğunu, davalı Macide"nin murisi kandırarak 5046 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirasçılardan mal kaçırmak ve mahfuz hisselerini bertaraf etmek amacıyla ölünceye kadar bakım akdi suretiyle adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kaydının mahfuz hisseleri nispetinde iptali ile adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında ıslah ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve payları oranında tescil isteminde bulunmuşlardır.
    Davalı taraf, bakım borcunun yerine getirildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"davanın tenkis isteği ile açılıp, yargılama sırasında ıslah yoluyla muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve pay oranında tescil isteğinde bulunulduğu, ne varki, davacı davasını kamilen ıslah ettiğine göre tebdil ettiği sebebe göre harcını ikmal etmesi gerekirken, harç ikmal edilmeksizin davanın sürdürülerek işin esasının çözüme bağlanmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, tapu iptal ve tescil isteği yönünden iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı taraf vekilince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.10.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, ıslah yoluyla tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan ..."nin, maliki olduğu çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazdaki 260/542 payını 4.12.2003 tarihinde ölünceye kadar bakma aktiyle davalıya temlik ettiği; davacıların, miras bırakanları ..."nin yapmış olduğu bu temlikin, kendilerinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusuda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; muris ..."nin, 86 yaşında öldüğü, davacılardan Sabri"nin kardeşi, diğer davacıların ise kendisinden önce ölen kardeşlerinden olma yeğenleri; yargılama sırasında ölen davalı Macide"nin ise, murisin kardeşi Selahaddin"in eşi olduğu anlaşılmaktadır.
    Davada, TMK"nun 6. maddesi uyarınca ispat külfeti davacı tarafa ait olup, gerek davacı taraf tanıkları, gerekse davalı tarafın gösterdikleri tanıkların hepsi, davalı ile miras bırakanın aynı binada altlı üstlü oturduklarını, ancak, aynı çatı altında yaşayan bir aile gibi hayatlarını ideame ettirdiklerini, davalının uzun süre miras bırakana baktığını, onun sosyal, içtimai, ailevi ve maddi her türlü gereksinimlerini, hatta, miras bırakanın ayağının kırılması sebebiyle yatağa bağlı hale geldiği dönemde altını değiştirme v.s gibi tüm temizlik ihtiyaçlarını karşıladığını duraksamaya yer bırakmayacak şekilde bildirmişlerdir.
    Esasen muris tarafından sağlığında bakım koşulunun yerini getirilmediğine ilişkin bir davada açılmış değildir
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde somut olgular değerlendirildiğinde, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin gerçek bakım karşılığı olduğu, mirasçıdan mal kaçırmanın amaçlanmadığı, buna bağlı olarakta temlikin muvazaa ile illetli bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Öyleyse, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 25.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara