Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/4495 Esas 2022/5711 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/4495
Karar No: 2022/5711
Karar Tarihi: 19.09.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/4495 Esas 2022/5711 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/4495 E.  ,  2022/5711 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde silahların eşitliği ile çelişmeli yargılama ilkeleri doğrultusunda savunmaya yeterli imkan sağlanıp bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında sanığın savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    I-) Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş silahlı terör örgütü adına devlet ormanını yakma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin;
    Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş silahlı terör örgütü adına devlet ormanını yakma suçundan tayin edilen temel cezada, anılan suçun 3713 sayılı Kanunun 4/ç maddesi uyarınca terör suçu sayılması karşısında, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alınmadan hüküm fıkrasında TCK'nın 52/4 maddesi gereğince ihtarat yapılması,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın 5271 sayılı CMK'nın 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün 2. fıkrasının 4. maddesinden " taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına, (ihtar edildi.)" ibarelerinin tümüyle hüküm fıkrasından çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-) Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin;
    1-)Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan açılmış usulüne uygun bir kamu davası bulunmadığı, CMK’nın 225/1 maddesinde düzenlenen: ''Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir'' hükmü uyarınca dava konusu yapılacak eylemin açıkça ve bağımsız olarak iddianamede gösterilmesi gerektiği; belirtilen ilkelere uygun olarak, iddianamede sanık hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan dava açılmadığı, sanık hakkında açılan kamu davasının silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin olup bu suç ile Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun unsurlarının farklı olduğu, sanık hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan ek iddianame düzenlettirilmeden, ek
    savunmayla yetinilerek hüküm kurulduğu anlaşılmakla, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan usulüne uygun dava açılması sağlandıktan sonra, yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2-)Uygulamaya göre de;
    Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan uygulama yapılırken 3713 sayılı Kanunu 5/1 maddesi uyarınca artırım yapılmaması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suçlar için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarları, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara