Esas No: 2021/5917
Karar No: 2022/4967
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/5917 Esas 2022/4967 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/5917 E. , 2022/4967 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanıkların savunmaları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
I-Sanık ... yönünden ;
ByLock programının ayrıntılı kullanımını gösteren “ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” getirilmeden karar verilmesi, diğer delillere göre sanığın örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığından sonuca etkili görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... yönünden;
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bu delilin suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporları getirilerek duruşmada okunup tartışılmasından sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle verilen bozma kararına uyulmasına rağmen, ilgili kurumun cevabi yazısı itibariyle bozmanın gereği yerine getirilmeden yetersiz belgelere dayanılarak karar verilmesi,
2-Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Dairemizin 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 esas- 2019/6842 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
a-Bir asker şahsın; gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağından,
Bu delilin teyidi ve maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması açısından;
aa-Mahrem imamların büfe/ankesörlü sabit telofon hattı ile hedef şahıslarla görüşmelerinde gizliliği sağlamak için genellikle kullandığı yöntem olarak belirlenen;
Hedef şahsın telefon numarasının, deşifre edilmesinin önlenmesi amacıyla çeşitli şifreleme metotları kullanarak kaydedilmesi,
Bazı Mahrem İmamların arama yapmadan önce ajandada kayıtlı numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak/kasten yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek/kasten asker şahsı tekrar gerçek numarasından aramış olması,
Aramalar tek taraflı ve kısa süreli olması veya sadece çağrıdan ibaret bulunması,
Aranan askeri personelin büyük kısmının genellikle rütbe/makam olarak ve bağlı bulunduğu kuvvetlerin de denk olmaları,
Mahrem imamlar tarafından gerçekleştirilen arka arkaya aramanın (ARDIŞIK ARAMA) örgütsel amaçlı olduğuna dair karine oluşturması,
Aramanın mesai saatleri dışında yapılması, sorumlu şahsın, askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz ve alakasız kişileri de ankesörle arayarak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolmasını sağlama çabası,
Aramanın on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez olmak üzere periyodik olması,
Mahrem imamın sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğunun gözetilmesi,
Asker şahısların hatların takılı bulunduğu cihazların toplantı yerine götürülmediği veya götürülse bile kapalı tuttukları,
Mahrem imamlarca hedef şahıs arandıktan sonra ilgisiz rastgele numaraların çevrilerek, redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışılması, hususlarını da ortaya koyan, bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı, hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında kişiselleştirilmiş, Emniyet birimlerince, büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen, hangi aramaların ardışık ve/veya periyodik olduğunu açıklayan ayrıntılı analiz raporunun temin edilerek dosyaya konulması,
bb-Hükümden sonra gelen sanık ... yönünden ankesör kart görüşme kayıtları ve sanık ... hakkındaki ankesörlü telefondan ardışık arama kaydının bulunduğuna ilişkin belgelerin araştırılıp kayıtlardaki sanıklar ile birlikte ardışık aranıp aranmadıklarının, diğer şahısların aynı kuvvete mensup ve aynı rütbede olup olmadıklarının, ardışık aramalar kapsamında, diğer asker şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadıkları araştırılıp, varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak, gerekirse sanıkların görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak sabit hat ve ankesörlü telefon kullandığına ilişkin ayrıntılı analiz raporunun istenmesi, ardışık arama kayıtlarındaki diğer şahısların ifade tutanakları bulunması halinde bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi, gerekmesi ve mümkün olması halinde ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması ve tüm delillerin duruşmada CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışıldıktan sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi;
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.