Esas No: 2022/24012
Karar No: 2022/5497
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/24012 Esas 2022/5497 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/24012 E. , 2022/5497 K."İçtihat Metni"
I- TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2022 tarih ve 2022/57316 sayılı yazısı ile; Terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05/10/2021 tarihli ve 2021/35280 soruşturma, 2021/11410 esas, 2021/2113 sayılı iddianamenin iadesine dair Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli ve 2021/255 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/10/2021 tarihli ve 2021/649 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddî gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikâyete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkânının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
Somut olayda Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesi alınmadan iddianame düzenlendiğinden bahisle, iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, şüpheli hakkında düzenlenen 19/04/2021 tarihli kolluk araştırma tutanağına göre; şüphelinin açık kaynak ve çevre araştırmasında...'da yaşadığı, tüm aramalara rağmen bulunamadığı, nitekim ... Sulh Ceza Hakimliğinin 07/12/2020 tarihli ve 2020/1932 değişik iş kararı ile şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği, yakalama için makul bir süre beklenildiği ve şüphelinin terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, iddianamenin iadesi sebepleri arasında şüphelilerin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 11/04/2022 gün ve 94660652-105-63-23028-2021-KYB sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II- OLAY;
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 29.03.2019 tarihli, (içeriğinde 30.03.2019 tarihi yazılıdır.) araştırma raporu ile TEM Daire Başkanlığının 13.09.2018 tarihli yazısı ile ekinde gönderilen CD içeriği kapsamında, e-posta ihbarında belirtilen "...(... ...)" görülen isimli ... hesabının kullanıcısının tespitine dair 30.03.2019 tarihinde internet üzerinde yer alan ve herkese açık olan kaynaklarda yapılan araştırmada, bahse konu hesapla benzer olabileceği değerlendirilerek, suça konu paylaşımlar ve beğenilerde bulunulduğu tespit edilen ".../....dag.5" rumuzlu ... hesabının tespiti ile kullanıcısının, internet üzerinden yapılan araştırma neticesinde elde edilen teyide muhtaç veriler/bilgilerin Emniyet Genel Müdürlüğü Polnet projesinden sorgulanması neticesinde kimlik ve adres bilgileri belirlenen şüpheli ... olabileceği ilgili birime bildirilmiştir.
Araştırma raporu incelendiğinde; "........5" kullanıcı adlı, "... (... ...)"görünen isimli, hesaba tanımlı e posta adresi ile telefon numarasının bir kısım bilgileri görülen ... adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesabın künye bilgilerinde: "...'de" yaşadığı ve memleketinin "..." olduğu bilgisinin paylaşıldığı, profil fotoğrafının bulunduğu, örgüte müzahir sayfalardan da
yapılan bir kısım paylaşımları beğendiği, bu kapsamda tespiti yapılan 8 nolu ekran görüntüsünde beğendiği paylaşım içeriğinin YPG mensubunun cesedinin ...'e getirileceğine dair bilgiyi içerdiği, 16 ve 17 nolu ekran görüntülerinde de fotoğrafı ile ayrıca paylaşımda "... ... ... " adlı kişilerle birlikte olduğu fotoğrafın bulunduğu görülmüş; raporda bilgilerin teyide muhtaç olduğu, çalışma yapılan sosyal medya hesabının ilgiliye ait olabileceği gibi başkaları tarafından oluşturulmuş, ele geçirilmiş yahut rızası dışında kullanılmış olabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
İl Emniyet Müdürlüğünün 20.10.2020 tarihli yazısı ile açık kaynak araştırma raporunda geçen hesabın kullanıcısının, kimlik tespiti yapılan şüpheli ... isimli şahıs olduğu, şahsın yurt içi adres kaydının bulunduğu, tahdit sorgusunda ise 20.06.2019 tarihinde yurtdışına çıkış kaydının bulunduğu belirtilerek; araştırma raporu, ... ve tahdit kaydı ile birlikte gereği için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. UYAP sisteminde bulunan tahdit kaydına ilişkin dokümanda 20.06.2019 tarihinde yurt dışına çıktığı bilgisinin bulunduğu görülmüştür. Dosya içerisinde "tahdit kaydına" dair bir belge bulunmamaktadır.
Tahkikat evrakları Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/29270 soruşturma numarasına kayıt edilmiş; süreçte dosya, 23.10.2020 tarih ve 2020/29270 soruşturma, 2020/4218 karar sayılı yetkisizlik kararı ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan şüpheli hakkında soruşturmanın yapılıp, düzenlenecek fezlekeyle evrakın gönderilmesi için ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Soruşturma dosyası, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4916 soruşturma numarasına kayıt edilmiştir. Cumhuriyet savcısı 09.11.2020 tarihli talimatı ile kolluktan, şüpheli hakkında detaylı olarak araştırma yapılarak, söz konusu hesabındaki arkadaşlarından en az üç şahsın bilgi sahibi sıfatı ile beyanlarının alınması ayrıca dinlenen şahıslara ifade sırasında tespit edilen hesabı şüphelinin kullanıp kullanmadığı, suç içerikli paylaşımların şüpheli tarafından yapılıp yapılmadığının sorulması istenilmiştir.
Talimat kapsamında yapılan araştırmada; 11.11.2020 tarihli kolluk araştırma tutanağı ile şüphelinin AKS sorgulaması neticesinde tespit edilen yurt içi adresinin ve yurt dışı giriş çıkış sorgulamasında tespit edilen 20.06.2019 tarihli çıkış kayıt bilgilerinin bildirilmiş, UYAP, KİHBİ, POLNET sorgulamalarında ise kaydının bulunmadığının, açık kaynak ve çevre araştırmasında...'da yaşadığı şeklinde teyide muhtaç bilgi elde edinildiği belirtilmiştir.
Ayrıca; 10.11.2020 tarihinde bilgisine başvurulan Y.A özetle; köylüsü ve aynı aşiretten olduğunu beyan ettiği şüphelinin ... hesabına ekli kişilerden birisinin de kendisi olduğunu, şüphelinin doğma, büyüme...'da yaşadığını ve halen de...'da olduğunu, gösterilen hesabı şüphelinin kullandığını, suça konu paylaşımları ise yeni öğrendiğini; 10.11.2020 tarihinde bilgisine başvurulan L.D ise özetle; şüphelinin kendisinin kuzeni olduğunu ve doğma büyüme...'da yaşadığını, en son 5-6 yıl önce ülkeye geldiğini, bahse konu hesabı şüphelinin
kullandığını, paylaşımları yeni gördüğünü, şüphelinin arkadaş listesine ekli hesabı kendisinin kullanıldığını beyan etmiştir. Emniyet Müdürlüğünün 11.11.2020 tarihli yazısı ile belirtilen hesabın arkadaş listesi herkese açık olmadığından, paylaşımlardaki beğenilerde bulunan arkadaşlarından iki kişinin tespit edildiği ve bilgi sahibi olarak ifadelerinin alındığı belirtilerek, tanzim olunan tahkikat evrakları Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
07.12.2020 tarihli yazısı ile Cumhuriyet savcısı, nöbetçi sulh ceza hakimliğinden terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında soruşturma yapılan şüphelinin,...'da yaşadığı ve kendisine çağrı yapılamadığı, başsavcılığa da gelmediği ayrıca tüm aramalara rağmen kendisine de ulaşılamadığından, ifadesinin alınması ve alındıktan sonra da serbest bırakılması sureti ile hakkında 5271 sayılı CMK’nın 98/1 maddesince yakalama emri düzenlenmesi talebinde bulunmuştur. ... Sulh Ceza Hakimliğinin 07.12.2020 tarih ve 2020/1932 değişik iş sayılı kararı ile şüphelinin ifadesinin alınmasına müteakiben serbest bırakılması sureti ile terör örgütü propagandası yapmak suçundan hakkında 5271 sayılı CMK'nın 98/1 maddesince yakalama emri çıkartılmasına karar verilmiştir.
Süreçte yakalama emrinin akibetine dair tanzim olunan Cumhuriyet savcının 14.04.2021 tarihli yazısına istinaden yapılan araştırma neticesinde düzenlenen 19.04.2021 tarihli kolluk tutanağında; şüphelinin polnet sorgusunda ...'de bulunan adresin ikamet kaydı olarak görüldüğü ancak adresin idare dahilinde bulunmadığı ve başkaca adres kaydının olmadığı ayrıca yapılan çalışmada çevrede şahsı tanıyabilen kimseye rastlanılmadığı, bu nedenle de şahsın temininin mümkün olmadığı belirtilmiştir. 28.04.2021 tarihli İlçe Emniyet Müdürlüğünün yazısı ile araştırma tutanağı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Bürosunun 01.06.2021 tarihli yazısı ile Hannover Başkonsolosluğu'nun 26.05.2021 tarihli yazısı ile hakkında arama kaydı bulunan şüphelinin, 25.05.2021 tarihinde Başkonsoloslukta noter, avukat vekaleti işlemi yaptırdığı, tespit edilen yurt dışı adres bilgisi de belirtilerek ... Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiş ayrıca; Emniyet Genel Müdürlüğünün 03.06.2021 tarihli dağıtımlı yazısı ile Hannover Başkonsolosluğu'ndan alınan mesaj/yazıdan yurt dışı adresi belirlenen şüphelinin yakalama emrine istinaden arandığı belirlendiğinden iadesinin talep edilip edilmeyeceği ile kırmızı bültenle arattırılıp, arattırılmayacağı hususlarında bilgi verilmesi istenilmiştir.
... Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2021 tarih, 2020/4916 soruşturma ve 2021/92 numaralı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 3713 sayılı TMK'nın 7/2 ve 5237 sayılı TCK'nın 53 maddelerince şüphelinin cezalandırılması kanaati ile düzenlenen fezlekesi kapsamında dosya, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Soruşturma dosyası Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/35280 soruşturma numarasına kayıt edilmiştir.
UYAP sisteminden temin edilen; 04.10.2021 tarihli adli sicil kaydına göre şüphelinin sabıkası bulunmamaktadır. 04.10.2021 tarihli nüfus kaydında ise şüphelinin yerleşim yeri bilgisinin...'da bulunduğu belirtilmiştir.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2021 tarih ve 2021/35280 soruşturma, 2021/11410 esas, 2021/2113 nolu iddianamesi ile şüphelinin tespiti yapılan sosyal medya hesabının kullancısı olduğu ve 07.10.2014 tarihli herkese açık paylaşımı ile PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığı iddiası ile 3713 sayılı TMK'nın 7/2. (1. ve 2. cümle) ile 5237 sayılı TCK'nın 53/1-2-3 maddelerince cezalandırılması istenilmiştir. İddianame başlığında, şüphelinin kimlik ve yurt dışı adres bilgilerine yer verilmiş, anlatımda ise özetle; şüpheliye ulaşılamaması sebebiyle ifadesinin alınamadığı ve hakkında yakalama kararı çıkarıldığı, atılı suçun zaman aşımı süresinin dolmasına az bir süre kaldığından yakalama kararının infaz edilmesi beklenilmeden iddianamenin tanzim edildiği belirtilmiştir. Ayrıca iddianamede hesabı kullandığına dair beyanları alınan bilgi sahibi şahısların ifadelerinden de bahsedilmiştir.
UYAP sisteminden, iddianamenin 05.10.2021 tarihinde Cumhuriyet Başsavcısınca görüldüğü ve aynı tarihte mahkeme başkanınca da okunduğu görülmüştür.
Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.10.2021 tarih, 2021/255 id. değerlendirme nolu kararı ile 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174/1 (b) maddelerince iddianamenin iadesine, itiraz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. Aynı tarihte elektronik imzaları tamamlanan ve Yargıtay 13. Ceza Dairesinin kararına da atıfla verilen iade kararında iade nedenleri özetle belirtildiği şekilde şöyledir;
"Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 02.02.2012 tarihli ve 20211/27923 esas ve 2012/2008 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, "Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi"nde benimsenen "Kişilerin Lekelenmeme Hakkı" ile "Eksiksiz soruşturma ve Tek Celsede Duruşma" prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının makul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkumiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yani bir nev'i filtre göreve yapmaları gerekir. Bu prensiplerin hayata geçirilebilmesi için mevzuatımızda ilk defa, 5271 sayılı Kanunun 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca; 170 ve 174. madde hükümleri ile de, iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. Soruşturma evresi uzun sürebilir. Ancak, kovuşturma evresinin yeni bir delil toplanmasına gerek kalmadan ve bir iki celsede yargılamanın bitirilmesi hedeflenmiştir. Anılan Kanunun 174. maddesinin 1.fıkrasının b) bendi hükmüne göre de "Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir. Kaçak veya gaiplik halleri ve benzeri istisnai durumlarda şüpheli ya da sanığın ifadesi
alınmadan da dava açılabilirse de; kural olarak "şüphelinin ifadesi" toplanması gereken en önemli delillerden birisi olarak kabul edilmektedir. Bu açıklamalar ışığında dosyada şüpheli ... hakkında 2020 yılında CMK'nın 98. madde uyarınca yakalama emri çıkarıldığı, o tarihten günümüze kadar şüphelinin ifadesinin alınmasına yönelik başkaca bir işlem yapılmadığı, şüphelinin ifadesi alınmadan, savunma hakkı verilmeksizin iddianame tanzim edildiği anlaşılmıştır.
CMK'nın 170/2 maddesinde "soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler" hükmüne yer verildiği, madde metninde anlaşılacağı üzere yeterli şüphe kavramına tüm deliller toplandıktan sonra başvurulabileceği, bu haliyle iddianamenin 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174. madde ile hükümlerine aykırı olarak düzenlediği anlaşılmakla; Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenenlenen iddianamenin iadesine oy birliği ile karar verilmiştir. "
UYAP sisteminden; Cumhuriyet savcısının iade kararını 07.10.2021 tarihinde okuduğu görülmüş ve 08.10.2021 tarihli yazısı ile de Cumhuriyet savcısı, mahkemeden iade kararının kaldırılması hususunda itirazda bulunmuştur. İtiraz nedenleri belirtildiği şekli ile özetle şöyledir;
"-Şüphelinin üzerine atılı suça ilişkin soruşturma zaman aşımı süresinin yakın zamanda dolacağı,
-Şüphelinin ifadesinin alınmamasının CMK'nın 174. maddesinde sayılan iddianame iade nedenleri arasında yer almadığı,
-Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2020/7717 esas, 2021/273 karar sayılı 28.01.2021 tarihinde verilmiş kararında da belirtildiği üzere, "terör örgütü propagandası yapmak" suçu bakımından şüphelinin ifadesinin alınmasının toplanması gereken delillerden olmadığı belirtilerek kanun yararına bozma talebinin kabulüne dair karar verildiği anlaşıldığı,
-Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı 31.10.2016 tarihinde verilmiş kararında da belirtildiği üzere, "Cumhurbaşkanına Hakaret" suçu bakımından şüphelinin ifadesinin alınmamasının dava açmaya engel bir durum olmadığı belirtilerek kanun yararına bozma talebinin kabulüne dair karar verildiği anlaşıldığı, ...yukarıda yazılı nedenler ile suçun sübutuna etki edip toplanmayan bir delilin bulunmadığının değerlendirildiği, bu sebeple ...kararın kaldırılmasına aksi halde dosyanın incelenmek ve bu hususta karar verilmek üzere ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi kamu adına talep olunur."
Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.10.2021 tarih ve 2021/237 id. değerlendirme nolu kararı ile Cumhuriyet savcısının itirazı yerinde görülmediğinden, itirazı incelemek üzere dosya itiraz merciine gönderilmiştir.
Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli müzekkeresi ile Cumhuriyet Başsavcılığından, uyuşmazlık ile ilgili mütalaa bildirilmesi istenmiştir. Cumhuriyet savcısı, 14.10.2021 tarihli mütalaası ile iade kararındaki gerekçe usul ve kanuna uygun olduğundan itirazın reddedilmesi mütalaasında bulunmuştur.
Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarih, 2021/649 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, mütalaaya uygun, oybirliği ve kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi belirtildiği şekli ile şöyledir;
"Dosyanın tetkikinde; iddianamenin CMK'nın 170. maddesinde düzenlenen şartları taşımadığı anlaşıldığından iade kararına yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur."
Cumhuriyet Başsavcılığının 15.10.2021 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2021/649 değişik iş sayılı kararın kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve görüşte bulunulmuştur. Yargıtay 16. Ceza Dairesi ve Yargıtay 18. Ceza Dairesinin emsal kararlarına atfen bozma istenen yazıda özetle; şüpheli hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tüm delillerin toplandığı sadece şüphelinin ifadesinin bulunmadığı, şüpheliye ulaşılamaması sebebiyle hakkında 18.11.2020 tarihinde yakalama kararı çıkarıldığı ve bu tarihe kadar da yakalanamadığı, şüphelinin ifadesinin olmamasının CMK'nın 174. maddesinde sayılan iddianamenin iade sebepleri arasında yer almadığı ayrıca somut olayda şüphelinin ifadesinin alınmamasının suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil niteliğinde olmadığı belirtilmiştir.
15.10.2021 tarihli yazı ile dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir.
20.12.2021 tarihinde, ... Cumhuriyet Başsavcılığına vekaletnamesini ibraz eden müdafi tarafından dosyaya kaydının yapılarak, dosya örneğinin tarafına verilmesine dair istemde bulunulmuştur.
23.12.2021 tarihinde ise müdafii eşliğinde Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına gelen ...'ın şüpheli ifadesi alınmıştır. Şüpheli ... ifadesinde özetle; yakalama kararı olduğunu öğrenmesi üzerine ...'ye geldiğini, ... ve ... hesabı kullanmadığını, ancak 30.03.2019 tarihi araştırma raporunu 2'nci sayfasında bulunan '...' (... ...) kullanıcı isimli ... hesabının kendisine ait olduğunu, hatırladığı kadarıyla bu hesabı 2010 yılında açtığını ve yaklaşık 3-4 yıl kullandığını daha sonra şifresini unuttuğundan hesaba giremediğini, araştırma raporunun 5'inci sayfasında bulunan paylaşımı kendisinin yaptığını, araştırma raporunun 6,7,8,9,11,12 ve 13 sayfalarında bulunan beğenileri ise kendisinin yapmadığını, araştırma raporunun 16. sayfasında fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu, paylaşımı da kendisinin yaptığını ancak 17. sayfada bulunan paylaşımı kendisinin yapmadığını, araştırma raporunun 5. sayfasında bulunan, iddianameye konu edildiği görülen, paylaşımı yaptığı tarihte IŞID'in Kobane ve Şengale saldırdığını, yezidileri öldürdüğünü, paylaşımı buna tepki olarak yaptığını ve suç işleme amacının olmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
23.12.2021 tarihinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüpheli hakkında verilen yakalama kararı resen kaldırılmıştır.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.04.2022 gün, 94660652- 105- 63-23028-2021-KYB sayılı yazısı ile 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesince Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarih ve 2021/649 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan yürütülen soruşturmada ifadesi alınamadığından hakkında yakalama kararı çıkartılan şüphelinin cezalandırılması istemi ile düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı CMK'nın 170 ve 174/1-b maddeleri gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
A-5271 sayılı CMK'nın
Kamu davasını açma görevi
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin İadesi;
Madde 174- (Değişik: 25.5.2005 - 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Ön ödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4)Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
B-6706 sayılı Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İş Birliği Kanunu;
Adli Yardımlaşma
Türk adli mercilerinin talepleri
MADDE 7- (1) Adli merciler, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılması ya da verilen mahkûmiyet kararlarının yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan konularda adli yardımlaşma talebinde bulunabilir. Bu durumda aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde adli yardımlaşma talebinden önce delillerin korunması amacıyla geçici tedbirlerin alınması istenebilir.
b) Tebligata ilişkin adli yardımlaşma taleplerinde, kısıtlayıcı veya zorlayıcı tedbir uygulanacağına ilişkin ihtarlara yer verilmez.
c) Adli yardımlaşma talebine konu işlemin yerine getirilmesi sırasında hazır bulunma talebinde bulunulabilir.
ç) Adli yardımlaşma talebi kapsamında ilgili devletin iç hukukuna uygun olarak yerine getirdiği işlemler, Türk hukuku bakımından da geçerli sayılır.
(2) Adlî mercilerce, yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında başka bir devletin ceza soruşturması başlatmasına neden olabilecek bilgilerin öğrenilmesi halinde, talep olmaksızın bu bilgiler, ilgili devlete gönderilmek üzere Merkezi Makama bildirilebilir.
Görüntülü ve sesli iletişim tekniğiyle adli yardımlaşma
MADDE 9- (1) Adlî yardımlaşma talebinin yerine getirilmesinde görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması istenebilir. Bu işlemler, yerine getiren devletin yetkili makam veya mercilerinin yönetimi altında ve bu devletin hukuku uyarınca yürütülür.
(2) Türk adlî mercileri tarafından adlî yardımlaşma talebinin görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmak suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi hâlinde, milletlerarası andlaşmalarda hüküm bulunması kaydıyla işlem, Türk adlî mercilerinin yönetimi altında ve Türk hukuku uyarınca yürütülür.
(3) Yabancı devlet tarafından adlî yardımlaşma talebinin görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmak suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi hâlinde, milletlerarası andlaşmalarda hüküm bulunması kaydıyla işlem, talep eden devletin adlî mercilerinin yönetimi altında ve bu devletin hukuku uyarınca yürütülür. Bu işlem sırasında Türk adlî mercileri hazır bulunur ve Türk hukukunun temel ilkelerinin ihlal edilmemesi gözetilir.
C- Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi,
D-Almanya ile l5.05.l930 tarih, l622 sayılı Kanunla onaylanan ve 04.06.1930 gün ve 1511 (III.Tertip II.Cilt, 470 s) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak her iki devlet arasında l8.11.l93l tarihinde yürürlüğe giren, l929 tarihli “... Cumhuriyeti ile... Devleti Arasında Hukuki ve Ticarî Mevaddı Adliyeye Müteallik Münesabatı Mütekabiliyeye Dair Mukavelename”
E-Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 16.11.2011 tarih ve 69/3 sayılı Genelgesi.
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (... ... ..., Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, ..., 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini
ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Fakat Anayasanın 38., 5271 sayılı CMK'nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK'nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
Şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiş ise de bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde de yorumlanmamalıdır.
Ancak müsnet suçla ilgili olarak dava açmayı gerektiren yeterli şüphe oluşturacak somut delillerin ikame olunduğu ve fakat şüphelinin kaçması nedeni ile ifadesinin alınma imkanının bulunmadığı, hakkında çıkartılan yakalama emrinin üzerinden somut olaya özgü makul sürenin geçtiği anlaşılan durumlarda, özellikle "yargılamanın makul sürede tamamlanması" ilkesi kapsamında ikame olunan delillerin mahkemece de toplanmasını teminen iddianame düzenlenmesinin gerekebileceği de gözetilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tanzim edilen açık kaynak araştırma raporu ile tespiti ve incelemesi yapılan hesabın künye bilgilerinde yer alan kişisel bilgileri ile fotoğraflarına ayrıca arkadaş listesi bilgilerine ve de süreçte bilgisine başvurulan kişilerin beyanlarına istinaden; örgüt propagandası yapıldığı tespit edilen hesabın kullanıcısı olduğuna dair yeterli şüphe bulunan ve iddianamenin tanzimi öncesinde de yurt dışına çıktığı,...'da yaşadığı bilgilerine ulaşılan hatta bu yönde bildirimde bulunulmasına rağmen hakkında başkaca bir işleme de tevessül edilmeyen, çıkartılan 07.12.2020 tarihli yakalama kararı infaz edilemediğinden de ifadesi alınamayan ve cezalandırılması istemi ile hakkında 05.10.2021 tarihli iddianame düzenlenen şüphelinin, atılı suçu işlediğine dair yeterli şüphenin oluştuğuna ilişkin değerlendirmede hukuka aykırılık görülmediğinden ayrıca iade kararından sonra ki süreçte yakalamasının infaz edilerek, vekaletnamesini ibraz eden müdafiinin hukuki yardımından yararlanarak Cumhuriyet Başsavcılığında ifadesinin alındığının görülmesi karşısında; yakalama emrinin ifası makul süre beklenildikten sonra müsnet suçun nitelik ve mahiyetine göre iddianamenin düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından istemin kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2021/649 değişik iş sayılı kararının, CMK'nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde icrasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.