Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/24020 Esas 2022/5327 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/24020
Karar No: 2022/5327
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/24020 Esas 2022/5327 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/24020 E.  ,  2022/5327 K.

    "İçtihat Metni"



    İNCELENEN KARARIN;
    İtiraz Eden: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
    İtiraz Edilen Daire Kararı: Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.03.2022 gün ve 2021/11281 esas, 2022/1450 sayılı kararı
    İtirazla İlgili Mahkeme Kararı: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi
    İtirazla İlgili Hüküm: TCK'nın 265/1-3-4, 3713 sayılı Kanunun 5/1,TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri gereği mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    I-İTİRAZ KONUSU:
    Dairemizin 21.03.2022 tarih ve 2021/11281 esas, 2022/1450 karar sayılı, adı geçen sanıklar hakkındaki bozma kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısı ve ekindeki dava dosyası incelendiğinde;
    Sanıklar ... ve ... hakkında,
    Yapılan yargılama sonucunda; Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2017 tarihli, 2016/181 esas, 2017/68 karar sayılı ilamıyla; sanıklar ... ve ...'ın; müştekiler ..., ... ve ...'a karşı hakaret ve tehdit suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine,
    Müşteki ...'a karşı kamu görevlisinin görevinden dolayı hakaret eylemlerine uyan TCK'nın 125/1-3-a, TCK'nın 125/4 ve 62/1 maddesi uyarınca neticeten 11 ay 20 gün hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, CMK'nın 231/5 maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
    Kamu görevlisine görevi yaptırmamak için silahla direnme ve ibadethaneye zarar verme suçlarından da ayrı ayrı cezalandırılmaları talep olunmuş ise de; sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım etmek suçunu oluşturduğu gerekçesiyle TCK'nın 39/2-c maddesi delaletiyle TCK'nın 309/1, TCK'nın 39/1 ve 62/1 maddesi uyarınca neticeten 12 yıl 6 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
    2-Yapılan istinaf incelemesi sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2018/ 751 esas, 2018/ 280 karar sayılı ilamı ile;
    Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2017 gün ve 2016/181 esas, 2017/68 karar sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ... haklarında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım etme suçu yönünden kurulan hükümlerinin CMK'nın 280. maddesi 2. fıkrası uyarınca kaldırılmasına,
    a-Sanıklar ... ve ...'in görevli memura cebir ve tehdit ile mukavemet suçundan dolayı TCK'nın 265/1-3-4 maddesi, Terörle Mücadele Kanununun 5/1., TCK'nın 62/1, 53, 58/9 maddeleri gereğince 1 yıl 18 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, hak mahrumiyetleri uygulanmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına,
    b--Sanıklar ... ve ...'in silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan TCK'nın 314/3 ve 220/6 maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2, 220/6-son, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, hak mahrumiyetleri uygulanmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına,
    c-Sanıklar hakkında ibadethanelere zarar verme suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
    3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname ile; "sanıklar yönünden TCK'nın 309/1 maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunun unsurlarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım suçundan verdiği mahkumiyet kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Sanıklar ... ve ...'ın, darbeye kalkışma fiilinin ve faillerin bir kısmının alenileştiği saatlerde sarf ettikleri sözlerin, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütü adına suç işlemek suçunu oluşturduğu konusundaki bölge adliye mahkemesi kabulü ile ilgili olarak ise;
    Sanıkların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatları konusunda kolluk araştırması yaptırılıp, HTS kayıtları getirtilip incelenerek, olay öncesi nerede bulundukları ve kimlerle irtibatlı olarak, darbeye teşebbüs suçunun FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca planlanarak uygulamaya konulduğu hususunda ne şekilde bilgi sahibi oldukları kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanmalıdır. Bu nedenle eksik araştırma ile ve yeterli gerekçe ortaya konulmadan, sanıkların FETÖ/PDY terör örgütünün çağrısı üzerine ve bu örgütün amaçlarına hizmet ettiklerini düşünerek, bilinçli olarak üzerlerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediklerinin kabulü ile, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçunun işlendiğinin kabulüne yönelik bölge adliye mahkemesi kararı eksik araştırma ve gerekçe yönünden usul ve kanuna aykırı olduğu,
    Görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet kararı ile ilgili olarak ise;
    Sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçunu terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde işledikleri iddiasıyla ilgili olarak gerekli araştırma yapılıp hukuki durumları tespit edilerek 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve TCK'nın 58/9 maddelerinin uygulanması hususunda bir sonuca ulaşılması gerektiğinden,
    İstinaf incelemesi sonucunda verilen mahkumiyet kararlarına yönelik olarak; bölge adliye mahkemesinin kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme ve terör örgütüne üye olmamakla olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının eksik araştırma sebebiyle usul ve kanuna aykırı olduğundan CMK'nın 302/2 maddesine göre bozulması," talep edilmiştir.
    4- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.03.2022 tarihli, 2021/11281 esas ve 2022/1450 karar sayılı ilamı ile;
    "1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım” suçundan verilen beraat kararlarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddi kararına yönelik olarak katılan ... (T.C. Cumhurbaşkanlığı) Hukuk Müşavirliğinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’e yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; katılan ...(T.C. Cumhurbaşkanlığı) Hukuk Müşavirliği vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki beraate yönelik hükümlerin ayrı ayrı onanmasına,
    2- Sanıklar ... ve ... hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” ve “kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek” suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik olarak katılan ... (T.C. Cumhurbaşkanlığı) Hukuk Müşavirliğinin ve sanıklar ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Oluş ve dosya kapsamına göre somut olayda; eylemleri itibariyle Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım ettiklerinin kabulü mümkün olmayan, örgütle bağlantısı tespit edilemeyen, örgütün talimatıyla örgüt adına hareket ettiklerine ve kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerini gerektirir yeterli delil bulunmayan sanıkların eylemlerinin “örgüt adına suç işleme” ve “kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnmek” suçlarını da oluşturmadığı gözetilmeden, atılı suçlardan beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
    Kanuna aykırı olmakla, sanıklar ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükümlerin bozulmasına” karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2022 tarih ve KD– 2018/83547 sayılı yazısı ile Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.03.2022 tarihli, 2021/11281 esas ve 2022/1450 sayılı kararının; sanıklar ... ve ...'in görevi yaptırmamak için direnme suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair hüküm yönünden, sanıklar hakkındaki bozma kararının KALDIRILMASI, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2018/ 751 esas, 2018/ 280 karar sayılı ilamında "sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK'nın 265/1-3-4,62/1 maddelerine göre cezalandırılmaları gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan Terörle Mücadele Kanununun 5/1 maddesi ile artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle" hükmün BOZULMASI, itirazı yerinde görülmediği takdirde, 5271 sayılı Kanunun 308/3. maddesi uyarınca bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, talep edilmiştir.
    II-İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 17.05.2022 tarih ve KD– 2018/83547 sayılı yazısı ile,
    “İtiraza konu uyuşmazlık, sanıklar ... ve ... haklarında görevi yaptırmamak için direnme suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararı ile ilgili olarak, sanıklar hakkında mahkumiyetlerine yeterli delil mevcut olup olmadığına ilişkindir.
    Tanık ... ilk derece mahkemesinde alınan beyanında özetle: Olay günü saat 24:00- 01:00 sıralarında darbeye teşebbüs olduğunu öğrenince dışarı çıktığını, birkaç arkadaşı ile çarşıda bulunurken, sela okunduğu sırada 2 kişinin camiye hızla koşarak ve küfür ederek girdiğini gördüğünü, sonradan bu kişilerin ... ve ... olduklarını öğrendiğini, önden koşarak giden kişinin ... olduğunu, bu şahsın küfür ederek camiye girdiğini, arkadan koşan şahsın ise ... olduğunu, ... ve ...isimli şahıs 2 bölümden oluşan caminin 2. bölümündeyken kendilerinin o sırada camiye girdiklerini, kendisinin ... isimli şahsı yakalayıp sarıldığını, bu şahsın kendisinden kurtulmak amacıyla hareket yapınca gözüne arbede esnasında bir darbe aldığını ve boğuşma yaşandığını, kendilerini ayırdıklarını ve caminin içinin birden kalabalık olduğunu, olay bittikten sonra dışarıya çıkarken merdivenden indiği sırada ... isimli şahsın tekrar kendisine saldırıp yumruk atmaya çalıştığını, ancak vuramadığını, caminin içindeyken imamı darp ettiklerini görmediğini,
    Tanık ...'in Cumhuriyet savcısı tarafından alınan beyanında özetle: darbeye teşebbüsün olduğu gece arkadaşları ile cami yanında bulundukları sırada Merkez Camii imamının evinden çıkıp camiye girerek camide sela okumaya başladığını, cami önündeki araçtan önce ...'ın araçtan inip hakaret ederek" neyin selasını veriyorsun, yarın sizinle hesaplaşacağız" şeklindeki sözlerle elindeki bıçakla camiye hızla girdiğini, ...'in, ...'ın ardından aynı arabadan inerek sinkaflı sözler sarfederek caminin içerisine girdiğini, kendilerinin de arkadaşları ile birlikte cami içerisine girdiklerini, kendisinin caminin hocasına bir zarar gelmemesi için sela okuduğu kapının önünde durduğunu, bu sırada ....ve....in kendisinin karşısına geçtiklerini, bu şahısları sakinleştirmeye çalıştığını, diğer arkadaşlarının da bu iki şahsın cami imamına ber şey yapmalarını engellemeye çalıştıklarını, bu sırada caminin ışıkları yanmadığı için kendisinin arkadaşları ve karşı taraftaki iki kişinin yere düştüklerini ve bu kargaşa esnasında hocanın selayı yarıda bıraktığını,
    Tanık ...'in ilk derece mahkemesinde alınan beyanında özetle: darbe girişiminin olduğu gece saat 01:00 sıralarında evden çıktığını, arkadaşları ile caddede tur attıklarını, caminin imamının sela vermek için camiye geldiğini, kendilerinin de caminin yakınında bulunduklarını, o sırada ...'ın koşarak geldiğini, imamın arkasından camiye girerek "sen neyin selasını veriyorsun, ben rahatsız oluyorum" diyerek imamın arkasından gittiğini, kendisinin imamı korumaya çalıştığını, üzerine geldiğini, sakinleştirmeye, durdurmaya çalıştığını, ...'in de küfürlü bir şekilde camiye girdiğini, hem ...'ın, hem de ...'in caminin imamı ...'a hitaben "senin okuduğun ezanı, sizin gibi yobazları sinkaf edeyim" şeklinde küfür ettiklerini ifade etmişlerdir.
    Sanıklar ... ve ...'in; Diyanet İşleri Başkanlığınca Türkiye'deki bütün imam ve müezzinlere müftülükler vasıtasıyla gönderilen ezan ve sela okunması yönündeki talimatı, kamusal görevi çerçevesinde yerine getiren mağdur ...'ın, yerine getirdiği kamu görevine engel olmak amacıyla cebir ve tehdit içeren eylemlerinin TCK'nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nedeniyle TCK'nın 265/3 maddesi gereğince, suçun ele geçirilemeyen bıçakla işlenmesi nedeniyle TCK'nın 265/4 maddesi gereğince artırım yapılarak ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği, ancak sanıkların eylemi terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde işlediklerine dair delil bulunmadığından bölge adliye mahkemesi kararında sanıkların Terörle Mücadele Kanununun 5/1. maddesi gereğince cezalarında artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından, "sanıkların görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK'nın 265/1-3-4 maddelerine göre cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri bulunmayan Terörle Mücadele Kanununun 5/1 maddesi ile artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına" karar verilmesi gerekirken, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.03.2022 tarihli, 2021/11281 esas
    ve 2022/1450 karar sayılı ilamında "kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerini gerektirir yeterli delil bulunmayan sanıkların eylemlerinin kamu görevlisine görevi yaptırmamak için direnme suçunu da oluşturmadığından beraatlerine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına" karar verilmesinin isabetli olmadığı sonucuna ulaşılmış ve açıklanan nedenlerle sanıklar aleyhine 5271 sayılı Kanunun 308. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurulmuştur.” denilmiştir.
    III-İTİRAZ DEĞERLENDİRİLMESİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yukarıda yer verilen düşüncesiyle, Dairemizin 21.03.2022 tarih 2021/11281 esas ve 2022/1450 sayılı kararına itiraz edilmiş ise de;
    Yerel mahkeme kararında belirtilen gerekçelerle sanıklar hakkında, “Kamu görevlisine görevi yaptırmamak için silahla direnme ve ibadethaneye zarar verme suçlarından da ayrı ayrı cezalandırılmaları talep olunmuş ise de; sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım etmek suçunu oluşturduğu gerekçesiyle TCK.nin 39/2-c maddesi delaletiyle TCK'nın 309/1, TCK'nın 39/1 ve 62/1 maddesi uyarınca neticeten 12 yıl 6 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına” karar verilmiş,
    Yapılan istinaf incelemesi sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2018/ 751 esas, 2018/ 280 karar sayılı ilamı ile;
    Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2017 gün ve 2016/181 esas, 2017/68 karar sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ... haklarında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım etme suçu yönünden kurulan hükümlerinin CMK'nın 280. maddesi 2. fıkrası uyarınca kaldırılmasına,
    a-Sanıklar ... ve ...'in görevli memura cebir ve tehdit ile mukavemet suçundan dolayı TCK'nın 265/1-3-4 maddesi, Terörle Mücadele Kanununun 5/1., TCK'nın 62/1, 53, 58/9 maddeleri gereğince 1 yıl 18 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, hak mahrumiyetleri uygulanmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına,” karar verilmiş,
    Neticeten; Dairemizin mezkur ilamında da açıklandığı üzere dosyada mevcut delillerin sanıkların mahkumiyetlerini gerektirir şekilde atılı suçun sübutu için yeterli görülmediği gerekçesi yerinde görülmüş, önceki kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
    IV-KARAR:
    1)Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE,
    2)02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine eklenen (2) ve (3) fıkra hükümleri uyarınca dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara