Esas No: 2022/15505
Karar No: 2022/5652
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/15505 Esas 2022/5652 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/15505 E. , 2022/5652 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.10.2018 tarih ve 2018/31 - 2018/128 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme
Hüküm : 1-TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi.
2-Anayasal Düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme,Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmayaveya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme,Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmayaveya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmesuçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik istinafbaşvurusunun esastan reddi.
Temyiz edenler : Sanık müdafii ve katılan ... vekili
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I-Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece mahkemesinde, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
II-Katılan ... vekilinin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Katılanın silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden niteliği itibarıyla atılı suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılmasına imkan bulunmadığından hükmü temyiz yetkisi olmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz istemlerinin CMK'nın 298/1. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
III-Anayasal Düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarına ilişkin katılan ... vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraat hükmünün ONANMASINA,
IV- Sanık müdafiinin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın etkin pişmanlık kapsamından verdiği ifade ve savunmalarında 2014 öncesi dönemde örgütle irtibatının bulunduğunu ve örgütsel bazı toplantılara katıldığını ancak silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra 2014 yılı başından itibaren ilişkisini kestiğini bu kapsamda örgüte ait Bank ...'da bulunan yaklaşık 9.200.000,00 TL mevduatının tümünü çekerek Bank ... ile ilişkisini kopardığını, ....Öğretim İşletmeleri A.Ş.'nin hisseleri 2014 yılı başlarında devrettiğini ancak.... Gazetecilik A.Ş.'nin hisseleri devretmeyi istemesine rağmen hisseleri devredebileceği kişinin bulunamaması nedeniyle 28.02.2015 tarihinde örgüt tarafından belirlenen ....'a
devrettiğini beyan etmesi ve sanığın bu beyanlarının aksini ispatlayacak derecede dosyada herhangi bir delilin de bulunmaması karşısında sanığın 2014 yılı ocak ayı içereisinde Bank ...'daki mevduat hesabından parasını çekip çekmediğinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna sorularak buna ilişkin evrakların dosya içerisine getirtilmesi ayrıca UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının da araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretlerinin dosya kapsamına alınması, gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmeleri, örgütün operasyonel eylemlerinden sonra sanığın örgütle organik ilişkisini sürdürdüğüne dair delil tespit edilememesi halinde sanığın sosyal konumu itibariyle örgütün nihai amacını bilmesi beklenemeyeceğinden ve örgüt üyeliğinin ancak kast ile işlenebilen bir suç olması da gözetilerek sanığın TCK'nın 30/1 maddesi kapsamındaki suçun unsurları hakkında kaçınılmaz bir hata içinde olup olmadığının belirlenmesi, hatanın varlığının belirlenmesi halinde CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca suç işleme kastı olmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik araştırma ve delillerin değerlendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabul ve uygulamaya göre de;
A- Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
B- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu kanun dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.). TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3'ten 3/4'e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre; soruşturma aşamasında yakaladıktan itibaren soruşturma ve kovuşturma süresince etkin pişmanlık kapsamında, örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunan ve samimi şekilde pişmanlık duyan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 221/4-2. cümlesindeki etkin pişmanlık hükümleri uyarınca hakkaniyete uygun makul oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.