Esas No: 2015/9342
Karar No: 2015/1390
Karar Tarihi: 27.05.2015
Nitelikli dolandırıcılık - Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9342 Esas 2015/1390 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Düşme
I- Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizi nedeniyle yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık”suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olup katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümlere ilişkin temyiz incelemesinde;
Suç tarihlerinde...Memurluğunda genel sekreter olarak görev yapan sanık ..."un sanıklar ... ve...Memurluğunda kayıtlı olmadıkları halde kayıtlı gibi göstererek adlarına sahte giriş bildirgesi ve bırakma formları tanzim edip, bir kısım sanıklara yaşlılık, bir kısım sanıklara ise ölüm aylığı bağlanarak sağlık karnesi verilmesini, sanıklar ..., ... ve ...’nın hizmet sürelerinin diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına bildirilerek haksız hizmet süresi kazanmalarını sağladığı, bu şekilde genel sekreter olan sanık ... ile birlikte hareket eden diğer sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, suç tarihinde yürürlükte bulunan 507 sayılı Kanunun 112 ve daha sonra 21.06.2005 gün ve 25852 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5362 sayılı Kanunun 59. maddesine göre "Esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarının yetkili organlarının üyeleri ve genel sekreterleri ile personelin görevlerini yerine getirirken görevleriyle ilgili suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle bu kuruluşların paraları ile para hükmündeki evrak, senet ve diğer malları aleyhine, bilanço, kesin hesap, rapor, diğer her çeşit evrak ve defterleri üzerinde suç işledikleri takdirde, bu suçlardan dolayı, adli olarak kamu görevlileri gibi ceza görürler." hükmü uyarınca, memur sayılan şahısların suçuna azmettirme suretiyle iştirakinin sübutu halinde fiilin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nun 339/1. maddesine (5237 sayılı TCK"nun 204/2. maddesi) uygun suçu oluşturacağı ve bu suçun cezasının süresine göre aynı Kanunun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımının hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden, eylemlerin 5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesindeki suçu oluşturduğunun ve aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerindeki zamanaşımının gerçekleştiğinin kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan idare vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “memurun resmi belgede sahteciliği ve memurun resmi belgede sahteciliğine iştirak” suçunun yasada gerektiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi olanaklı olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE,
III- Sanık ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik incelemede;
1- Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneklerinden, hükümden önce vefat ettikleri anlaşılan sanıklar ... ve ... hakkında açılan kamu davalarının 5237 sayılı TCK’nun 64. maddesi uyarınca düşürülmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle düşme hükmü tesis edilmesi,
2- UYAP kanalıyla alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden sanık ..."in 04.11.2014, sanık ..."ın ise 25.02.2014 tarihinde hükümden sonra vefat ettikleri anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nun 64. ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 27.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.