Esas No: 2022/23564
Karar No: 2022/5837
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/23564 Esas 2022/5837 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/23564 E. , 2022/5837 K.Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen bir davada, silahlı terör örgütüne üye olmaktan hüküm verilmiştir. Temyiz edenlerin itirazları CMK’nın 302/1. maddesi gereğince reddedilmiş ve hükümler onanmıştır. Ancak diğer sanıklarla ilgili olarak, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında belirlenen cezadan hukuka uygun olmayan bir şekilde az bir oranda indirim yapılmıştır. Ayrıca, bazı delillerin değerlendirilmesinde hukuki hatalar yapılmıştır. Bu nedenle mahkeme kararı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca bozulmuş ve Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nın 314/2 maddesi: Silahlı terör örgütüne üyelik suçu
- 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi: Terörizmin önlenmesi hakkında kanun
- TCK'nın 221/4, 62/1, 221/5, 58/9, 53/1, 63 maddeleri: Ceza hukuku maddeleri
- CMK'nın 302/1. ve 302/2. maddeleri: Temyiz davasının reddi veya hükümlerin bozulması
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 314/2 maddesi, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi, TCK'nın 221/4, 62/1, 221/5, 58/9, 53/1, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen hapis cezaları
Temyiz edenler : ... ve sanıklar müdafileri
Bozma üzerine ilk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin ... yönünden 12.04.2016, diğer sanıklar yönünden ise 31.05.2016 yerine 15.07.2017 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiş, toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanık ...’in ByLock kullanıp kullanmadığına illişkin ayrıntılı ByLock tespit değerlendirme raporunun bulunmaması sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar ... ve ... ile ilgili olarak:
a. ... yönünden;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 esas 2015/1292 karar 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde;
Yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili bilgi veren sanık hakkında, bilgilerin niteliği ve faydalılık derecesi nazara alınarak TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümleri kapsamında belirlenen cezadan dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun adil bir oranda indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki olmayan gerekçe ile 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
b. ... yönünden;
1-BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ... Katılım Bankası AŞ'de gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanığın Bank ... nezdindeki rutin hesap hareketlerinin sanık aleyhine delil olarak kabul edilmesi,
2-Örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanıkla ilgili bilgi ya da beyan bulunup bulunmadığının araştırılması, var ise tespit edilen kişilerin tanık olarak usulüne uygun biçimde dinlenmesi,
3-Din görevlisi olduğu anlaşılan ve bu sıfatı nedeniyle çağrıldığı toplantılarda dini sohbetler verdiğini, bu sohbetlerin anılan terör örgütü ile bir ilgisinin bulunmadığını söyleyen sanığın savunmasının denetlenmesi bakımından, safahattaki beyanlarında sanığın 2012 yılına kadar sohbet toplantılarına katıldığını söyleyen tanık ...’ın mahkemede yeniden dinlenerek, sanığın da katıldığını söylediği toplantıların niteliği ile örgütsel içeriği bulunup bulunmadığı hususunda ayrıntılı beyanı da alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve yetersiz beyanlara dayanarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
c. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin her iki sanık yönünden 31.05.2016 yerine 15.07.2017 şeklinde yazılması,
Kanuna aykırı, ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.