Esas No: 2022/20626
Karar No: 2022/5881
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/20626 Esas 2022/5881 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/20626 E. , 2022/5881 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2021 tarih ve 2018/260 - 2021/197 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Resmi belgede sahtecilik
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5/1, TCK’nın 58/9, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine, TCK'nın 204/1, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK’nın 58/9, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya arasında bulunup 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile imzalandığı belirtildiği halde bölge adliye mahkemesi gerekçeli kararının 240887 sicil nolu katip tarafından elektronik olarak imzalanmaması mahallinde giderilmesi mümkün eksiklik olarak değerlendirilmiş,
I- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelemesinde;
Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin bölge adliye mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK’nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan sanık müdafiinin temyiz isteminin CMK’nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği, kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, örgütteki konumu ve faaliyetleri göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
2-Takdiri indirim nedeni olarak sanığın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden olumsuz kişiliğine yahut davranışına dair dosyaya yansıyan bir tesbit bulunmayan geçmişte de sabıkası olmayan sanık hakkında yerinde olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedeni, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.