Esas No: 2021/10017
Karar No: 2022/5916
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/10017 Esas 2022/5916 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/10017 E. , 2022/5916 K.Özet:
Ceza Dairesi tarafından incelenen bir kararın ilgili dava dosyasında, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile yargılandığı ve İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkûm edildiği belirtiliyor. Dosya incelendiğinde yargılamanın usulüne uygun olarak yapıldığı, delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edildiği ve iddia ve savunmaların temyiz denetimine uygun olarak tamamlandığı sonucuna varılıyor. Ancak hükümde sanığın cezasının ölçülü olmadığına karar veriliyor ve bu nedenle karar bozuluyor. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 3-5/1, TCK'nın 62, 58/9, 53/1-2-3, 63 maddeleri belirtiliyor.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.11.2020 tarih ve 2020/24 - 2020/227 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 3-5/1, TCK'nın 62, 58/9, 53/1-2-3, 63 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Hükmolunan cezanın miktarına göre yasal koşulları oluşmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 5271 sayılı CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine,
Ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi ve kasta dayalı kusurun ağırlığı bağlamında, sanığın örgütteki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin önem ve yoğunluğu göz önünde bulundurularak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.