Esas No: 2022/23775
Karar No: 2022/6059
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/23775 Esas 2022/6059 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2022/23775 E. , 2022/6059 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve 2017/164 - 2018/259 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve 2017/164 Esas-2018/259 Karar sayılı kararının kaldırılarak;
- Sanık ...’in TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63,
- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 221/4-2. cümle, 62, 53, 58/9, 221/5, 63, maddeleri gereğince mahkumiyetlerine,
- Sanık ... yönünden ise TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar
Temyiz edenler : Sanık ... ve tüm sanıklar müdafileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I- Sanık ... yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafii ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık ... müdafiinin süre tutum dilekçesinde; “kararın usul ve yasaya açıkça aykırılıklar taşıdığından bahisle kararı temyiz ettiklerini ve kararın sanık lehine bozularak beraat kararı verilmesi gerektiğini” belirtmesi karşısında, tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine yönelik düşünceye iştirak edilmemiştir.
1)Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafiileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine ancak;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanıklar hakkında temel ceza tayin edilirken; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanıkların kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak; hakkaniyete uygun alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşarak bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek fazla ceza tayin edilmesi,
2) Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanık ... yönünden;
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde 3713 sayılı yasanın 5/1. maddesi uygulanarak tayin edilen 9 yıl 12 ay hapis cezasından sonra TCK'nın 221/4-2. cümle maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılarak 5 yıl hapis cezası, akabinde TCK’nın 62. maddesi uyarınca da 1/6 indirim yapılarak sonuç cezanın 4 yıl 2 ay hapis cezası olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde 4 yıl 4 ay 15 gün olarak hatalı hesaplanması,
b) Sanık ... yönünden;
Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve incelenen dosya kapsamı ve delillere göre yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin niteliği ve faydalılık derecesi nazara alındığında TCK'nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanık hakkında belirlenen cezadan dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak azami hadde yakın adil bir oranda indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki olmayan gerekçe ile 2/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,
III) Sanık ... yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Tüm dosya kapsamına göre; sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, incelenen dosyaya göre üyelik suçundan verilen hükümde bir isabetsizlik yok ise de; sanığın temyiz aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini bildiren 27.09.2022 tarihli dilekçesinde örgütle irtibatına ilişkin bilgiler vermek istediği nazara alındığında, gerekirse yeniden ifadesi alınmak suretiyle hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi lüzumu;
Bozmayı gerektirmekle, sanıklar müdafiileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın bozma gerekçesi gözetilerek Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.