Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9230 Esas 2010/101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/9230
Karar No: 2010/101
Karar Tarihi: 18.1.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9230 Esas 2010/101 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/9230 E.  ,  2010/101 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava 3 adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir.Mahkemece satış suretiyle ortalığın giderilmesine karar verilmiş,Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya kapsamına toplanan delillere,hükmün dayandığı gerekçelere bilirkişi raporuna göre taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalı vekilinin ... nolu parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince:
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen taksim sureti ile paylaşma istemesine engel değildir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
    Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
    5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 Sayılı Kanunla değişik 8.maddesi uyarınca Tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık (Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı) tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri-özel ürün arazileri-dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal arazilerin, miras hukuku bakımından “bölünemez eşya” niteliğini kazanacağı ve tarımsal arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “şerh” verileceği,
    Belirlenen parsel büyüklüğünün:
    Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (elbirliği veya paylı) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
    Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy işleri Bakanlığı İl veya İlçe müdürlüğünden sorulup zirai yönden aynen taksiminin mümkün olup olmadığı konusunda görüşü alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye hudutları dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
    Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
    Olayımızda:dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... nolu parselin 101.450 m2 olduğu anlaşılmaktadır.Taşınmazın mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen Ziraatçı bilirkişi ... 2.5.2008 tarihli raporunda 81 nolu parselin bölge şartlarında tarımsal faaliyetler için gerekli minimum arazı büyüklüğü dikkate alındığında tarımsal açıdan zeminde bölünmesinde her hangi bir sakınca bulunmadığı belirtilmiştir.Bu raporda dava konusu taşınmazın bölünebileceği belirtildiğine göre yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde dava konusu taşınmazın taksimi mümkün bulunup bulunmadığı üzerinde durulup aynen taksimi mümkün ise teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilip bu projeye göre taksiminin mümkün bulunup bulunmadığının onay makamından sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bu parselinde satışına karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu parsele yönelik bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda bir nolu bende yazılı nedenle ... ve ... parsellere yönelik ONANMASINA,2 nolu bentte yazılı nedenle ... nolu parsele ilişkin BOZULMASINA ve taşınmazın (taşınmazların) satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara