Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/1102 Esas 2020/2002 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1102
Karar No: 2020/2002
Karar Tarihi: 10.06.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/1102 Esas 2020/2002 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2019/1102 E.  ,  2020/2002 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... Sosyal Kurye Dağıtım Taş. İnş. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, dava dışı işçi tarafından, müvekkili aleyhine işçi alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldığını, İş Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, ilgili mahkeme kararındaki alacağın tahsili için, dava dışı işçi ile müvekkili arasında herhangi bir şekilde sözleşmeye dayalı iş ilişkisi olmadığını, davalıların işçi alacaklarından dolayı sorumlu olduğunu ve ödenen meblağın davalılardan rücuen tahsili gerektiğini ileri sürerek; 9.790,83 TL işçi alacağının, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... Sos. Hz. Kurye Dağ. Taş. İnş. Yat. San. Tic. Ltd. Şti vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların sözleşme gereği üstlendiği işleri görmek üzere işçi çalıştırmış, sosyal haklarından kaynaklanan sorun nedeniyle, işçi tarafından açılan davada, işçinin hak ettiği tazminattan, işveren şirketle hizmet ilişkisi içerisinde yer alan davacı kurum, İş Kanunu"nun 2/6.maddesi gereğince sorumlu olduğu 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6.maddesi uyarınca sorumluluğu kanundan ... davacının, aralarında sözleşme bulunan ve alt işveren sıfatıyla işçiyi çalıştıran davalılara, dava dışı işçiye ödediği tazminat ve ferileri oranında rücu edebileceği gerekçesiyle davacı tarafından ödeme yapılan ödemenin 4.736,68 TL sinden davalı ... Ltd. Şti. 9.717,20 TL sinden davalı .... Ltd. Şti sorumlu olmak kaydıyla toplam 14.453,88 TL alacağın davalılardan tahsili, ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili ve Davalı ... Sos. Hz. vekili temyiz etmiştir.
    1) Davalı ... Sos. Hiz. vekili temyizi açısından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2) Davacı vekili’nin temyiz talebi açısından, HMKnın 297/2. maddesi "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenecek borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü
    içermektedir. Kararın infazda tereddüt oluşturmaması gerekir. Mahkemece gerekçe kısmında ‘..toplam 9.790,83 TL alacağın 2.211,43 TL sinin davalı ... Ltd. Şti.nden, 7.579,40 TL sinin davalı .... Ltd. Şti.nden’ alınmasına..’ karar verilmişken hüküm kısmında ‘Davacı tarafından ödeme yapılan 4.736,68 TL sinden davalı ... Ltd. Şti., 9.717,20 TL sinden davalı .... Ltd. Şti sorumlu olmak kaydıyla toplam 14.453,88 TL alacağın davalılardan tahsiline’ karar verilerek gerekçe ile hüküm kısmında çelişki oluşturulmuştur. Bu durumda gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratarak infazda tereddüt oluşturur şekilde HMK"nın 297/2. maddesine aykırı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3) 6100 sayılı HMK"nın "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrası "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" şeklindedir. Buna göre hakimin talepten fazlasına hüküm vermesi yasak olduğu gibi talepten başka bir şeye hüküm vermesi de yasaktır. Hüküm kısmında, davacı vekilince 9.790,83 TL talep edilmesine rağmen 14.453,88 TL’ye hükmedilmesi doğru olmamıştır bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara