Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9095 Esas 2015/10261 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9095
Karar No: 2015/10261
Karar Tarihi: 04.11.2015

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9095 Esas 2015/10261 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/9095 E.  ,  2015/10261 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 4 - 2013/393015
MAHKEMESİ : Kütahya(Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2013/488 (E) ve 2013/763 (K)
SUÇ : Hakaret
SUÇ TARİHİ : 13/03/2013
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanıkla eşi arasındaki boşanma davasının Aile Mahkemesinde görülen duruşması sırasında, sanığın hakime bir kağıt uzatarak “ben davalı vekilinden mahkemeyi yanılttığı için tazminat istiyorum” dediği, bunun üzerine davalı vekili olarak görev yapan katılanın “bizi zengin gördüğü için tazminat istiyor” sözüne karşılık “seni yalancı gördüğüm için tazminat istiyorum” şeklindeki sözlerinin, TCK"nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de, TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca tercih edilen adli para cezası yıl olarak belirlenip artırım ve indirimler ay üzerinde yapılarak, TCK’nın 61/8. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık M.. Ş..’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Hemen Ara