Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6629 Esas 2022/7858 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6629
Karar No: 2022/7858
Karar Tarihi: 19.10.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6629 Esas 2022/7858 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/6629 E.  ,  2022/7858 K.

    "İçtihat Metni"



    İNCELENEN KARARIN;
    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2019 tarih ve 2017/143 - 2019/427 sayılı kararı

    Suç : Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım etmek, silahlı terör örgütüne üye olma, hava ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, nitelikli olarak işyeri dokunulmazlığını ihlal etme
    Hüküm : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi,
    2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
    3-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
    4-Sanıklar ... ve ... hakkında;
    TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/1, 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
    5-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/1, 62, 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
    6-Sanıklar ..., , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından ayrı ayrı hüküm tesisine yer olmadığına dair istinaf başvurularının esastan reddi,
    7-Sanık ... hakkında;
    a-)TCK'nın 309/2 maddesi delaletiyle 116/2-4, 119/1-a-c-e, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
    b-)TCK'nın 309/2 delaletiyle 223/3, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 266/1, 53, 58/9 maddeleri yollamasıyla 58/6 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
    ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri, sanık ... Işık, sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., sanık ..., katılanlar TRT vekili, Türkiye Cumhuriyeti ... vekili, ... vekili, TBMM Başkanlığı vekili, ... vekili, Müşteki ... vekili

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyizin sebeplerine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
    Bir kısım sanıklar ve sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından takdiren 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    I-)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, işyeri dokunulmazlığının ihlali, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçları açısından katılan ... Bakanlığının ve müşteki Emniyet Genel Müdürlüğünün; Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçları açısından katılan TRT'nin; silahlı terör örgütüne üye olma, işyeri dokunulmazlığının ihlali, ulaşım araçlarının
    kaçırılması veya alıkonulması suçları açısından katılan ... ve katılan T.C. Cumhurbaşkanlığının; nitelikleri itibarıyla suçtan doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle davaya katılmalarına imkan bulunmadığından bölge adliye mahkemesinin CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca verdiği istinaf başvurusunun reddine dair karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup Türkiye Büyük Millet Meclisi, ..., ..., TRT ve T.C. ... hakkında bu hususta da mahallinde bir karar verildiğinden dosyanın temyizen incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
    II-)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma, işyeri dokunulmazlığının ihlali, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçları açısından katılan T.C. Cumhurbaşkanı ... vekilinin doğrudan doğruya zarar görmemeleri nedeniyle davaya katılma imkanı da bulunmadığından temyiz taleplerinin CMK'nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    III-)HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
    Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih 2018/7103 esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
    Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
    Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
    Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
    Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
    15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
    TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf
    cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Emrin konusu suç teşkil ediyorsa, kural olarak Anayasanın 137/2 ve TCK'nın 24/3 maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, TCK’nın 30. maddesi hükmü saklı kalmak üzere yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır (Dairenin 2017/1443-4758 sayılı kararı). Azmettirenin sorumluluğu, kanunda hazırlık hareketleri ayrıca suç olarak düzenlenmemişse failin eyleminin en azından teşebbüs aşamasına ulaşmasına bağlıdır. Konusu suç teşkil eden emirle azmettirilenden garantörlük yükümlülüğünü yerine getirmemesi isteniyorsa, eylemin teşebbüs aşamasına ulaşması için yasaklayıcı normun ihlaline yönelen icrai bir hareketin gerçekleşmesi, failin de neticeyi önleme hukuki yükümlülüğünü yerine getirmemesi gerekmektedir.
    IV-)SOMUT OLAY
    14 Temmuz 2016 günü, sözde sıkı yönetim emri ekindeki atama listesinde İstanbul Valisi olarak atanan Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral ...ın, Hava Harp Okulu Karargahında makam odasında saat 14.15 - 16.45 arasında yapılan ve katılımcılarının görüşme öncesinde telefonlarını sekreterlik odasına bıraktıkları bir toplantıya ev sahipliği yaptığı, bu toplantıya... ve darbe girişimine aktif olarak iştirak eden 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, İl Jandarma Komutanı ..., Kuzey Deniz Saha Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Üret ... Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı sanık ..., Okul Dekanı ...ve sivil bir şahsın katıldığı,
    14 Temmuz 2016 günü saat 21.30 civarında, 15 Temmuz 2016 günü planlanan darbe girişimi faaliyetlerinin organizasyonunun yapıldığı toplantı gerçekleştirildiği, ...ın emir astsubayı ...'a Tuğgeneral ...'in "bir süre sonra misafirlerim gelecek, toplantıya katılacak personel, toplantının vahameti sebebi ile sivil olacaklar, girişte benim adımı söyleyecekler, nizamiyeyi arayıp emrimi ilet, sıkıntı çıkarmasınlar, kayda gerek yok" dediği, emir astsubayının bu emri nizamiyeye iletmesinden sonra gelen katılımcıların "...'in misafiriyiz" diyerek kayıt yaptırmadan okula girdikleri, katılımcıların kayıt yaptırmaksızın içeri alındıkları toplantıya Kurmay Yarbay ..., Kurmay Albay...ve Binbaşı ..., 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral ..., Hava Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral... Hava Harp Okulu Dekanı Kurmay Albay ..., 6. Motorize Piyade Alayının eski ve yeni alay komutanları Kurmay Albay ... ile ..., 47. Motorize Piyade Alay Komutanı Kurmay Albay Sadık Cebeci, 172. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay ..., Tuzla Piyade Okul Komutanlığı Öğrenci ve Kurslar Alay Komutanı Kurmay Albay Rıfkı Keser, Kara Harp Akademileri Komutanlığında baş hoca Kurmay Albay
    .... ile öğretim görevlisi Kurmay Binbaşı Zafer Özleblebici ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Proje Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli ve Tuğgeneral ...'in katıldığı, söz konusu bu toplantının koordinatörlüğünü Tuğgeneral ..., Tuğgeneral ... ve Kurmay Albay ...nin yaptığı,
    Hava Harp Okulu Karargahındaki kamera kayıtlarının 14 Temmuz 2016 günü saat 22.18 itibariyle devre dışı bırakıldığı,
    15 Temmuz 2016 tarihinde gündüz saatlerinden itibaren ... ve planlayıcı grubun “turuncu alarm” seviyesine geçildiğini birlikte bulunan tüm personele sözlü olarak telkin ettikleri, terör saldırısı olabileceği algısı oluşturdukları, bu kapsamda gün içerisinde cephanelikten mermi çekildiği, personele silah ve mühimmat dağıtıldığı, saat 21.30’dan itibaren bölüklerdeki sözleşmeli erlerin gruplar halinde içtimaları alınarak araçlarla VIP nizamiyeye gönderildikleri, VIP nizamiye bölgesinde toplanma işlemi tamamlandıktan sonra saat 23:30 sıralarında, Albay rütbesindeki ...’in askerlere terör saldırılarından bahsederek, silahlı kuvvetlerin yönetime el koyduğunu, polis veya kim gelirse gerekenin yapılacağını belirtir şekilde konuşma yaptığı, yapılan bu içtimaya bir kısım sanıkların da katıldığı,
    15 Temmuz akşamı ...'ya tahsisli Renault Megane 1 askeri aracın saat 21.10'da destek VIP nizamiyeden giriş yapması suretiyle somut olarak ilk hareketliliğin başladığı,
    Darbe girişimi esnasında askeri helikopterlerin iniş ve kalkışı ile yakıt ikmalinin sağlanması konusunda ...'ün dekanı olduğu Hava Harp Okulunun yoğun bir şekilde kullanıldığı ve ayrıca okul personelinden bir çok rütbeli personel ile öğrecinin darbe girişiminde aktif olarak katıldığı,
    15 Temmuz günü saat 21.00 civarından itibaren personel çağrı planının uygulanması gerekçesiyle rütbeli personelin okula çağırıldığı, bunun üzerine okula gelenlerin dekanın emri denilerek kamuflajlarını giydikleri, ....'ün rütbeli personeli kendi odasına çağırıp görevlendirmeler yaptığı, içlerinde Kurmay Başkanı Albay ...'nın olduğu bir grup personelin de valilik binasına görevlendirildiği,
    Moda Deniz Kulübünde bir düğünde bulunan aralarında Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral ...'ın da olduğu çok sayıdaki üst düzey komutanın rehin alınıp Ankara'daki Akıncı üssüne götürüldüğü, Okul Komutanı sanık ... ın Moda Deniz Kulübünü işgal eden MAK ekibinden bir unsurla birlikte kulüpten helikopterle ayrılarak saat 02.04 civarında eşi, emir subayı sanık ... ve astsubayı sanık ... ile birlikte okula geldiği, karargah binasındaki makam odasına giderek sivil kıyafetini çıkarıp kamuflaj elbisesini giydiği ve tabancasını yanına aldığı,
    Hava Harp Okulunda görevli bazı subay ve askerlerden oluşan unsurun da Atatürk havaalanına gelerek pasaport kontrol noktasındaki silahlarını yolculara doğrultup çevre tertibatı aldırdıktan sonra görevlilere Türk vatandaşlarının yurt dışına çıkmayacağı talimatını verdikleri, bu duruma itiraz eden yolcuları silah doğrultup diz
    çöktürdükleri, kolluk görevlilerince yapılan tüm ikaz ve uyarıları göz ardı ettikleri, Hava Harp Okulundan gelenlerden unsurdaki bir grubun da dış hatlar apron kısmına giderek yurt dışından gelen yolcuları terminal binasına taşıyan otobüsleri apron içerisinde durdurup arama yaptıkları, polis memurlarının silahlarını aldıkları, kulede özel harekat polisleri tarafından sıkıştırılan diğer unsuru kurtarmak için kontrol kulesine gittikleri ancak vatandaş kalabalığından dolayı kuleye giremedikleri, vatandaşların tepki göstermesi üzerine havaya ateş ettikleri,
    Hava Harp Okulunun bazı subay ve öğrencilerinin olduğu okula ait bir helikopterin TRT Ulus yerleşkesinin arkasındaki atıl konumda olan askeri alana iniş yaptıktan sonra TRT binasına gittikleri, aynı şekildeki başka bir helikopterin de Vodafone Arena Stadyumu ile Digitürk Binasına geçtiği, sanık ...'in TRT binasının işgal eylem ve faaliyetlerini yönettiği, TRT TV'de kalan rütbeli subay konumundaki sanık Albay ... ile diğer karacı subayların bina önündeki vatandaşların dağılması için havaya ateş ettikleri, sanık ...'in sözde sıkı yönetim emri ekindeki atama listesinde "TRT İstanbul Müdürü" olarak atandığı,
    Hava Harp Okulu Dekanı Ahmet Gümüş tarafından görevlendirilen okulun Kurmay Başkanı Albay ...'nın emir ve komutasındaki askeri unsurun, valilik binasının işgaline takviye olarak okuldan çıkarak harekete geçtiği,
    Kurmay Başkanı Albay ...'nın makam aracında sanıklar ..., ... ve ...'ın; bu makam aracının hemen peşinde olan sivil plakalı araçta ise sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ün bulunduğu; araçların Ataköy mevkiine geldiği esnada sivil polis otosu tarafından yolun kapatılması üzerine sanıkların araçtan inerek polislere uzun namlulu silah doğrulttukları, ...'nın sivil polis aracının camını kırıp vitesi boşa alarak aracı iteklemek suretiyle yolu açtığı, akabinde yola devam ederek Kazlıçeşme mevkiine geldikleri, burada iki araçta bulunan üniformalı askeri personelden olan sanıkların uzun namlulu silahları doldurmak sureti ile polis ekiplerine defalarca "silahlarınızı indirin" dedikleri, görevli polislerin de aynı şekilde karşılık vermeleri üzerine sanıkların silah doğrultmaya devam ederek "tekrar ediyoruz ateş edeceğiz silahlarınızı indirin, ayrıca araçlarımızda bomba var sizi ikaz ediyoruz silahlarınızı indirin" dedikleri, polis ekiplerinin kontrollü bir şekilde sanık askerlerin yanlarına gittikleri ve silahlarını almaya çalıştıkları; fakat askerlerin direndikleri, direnen şüpheli askerlere silah doğrultularak gözaltına alma işlemine başlandığı, sanıklardan ağzında mermi atışa hazır halde G3 piyade tüfekleri ile MP5 uzun namlulu tüfekler, beylik tabancaları ve şarjörlerin ele geçirildiği, araçta bulunanlardan Hava Harp Okulu Personel Şube Müdürü sanık ...'ın yapılan üst araması neticesi sol yan cebindeki zarf içerisinde 15 Temmuz 2016 tarihli iç güvenlik tedbirleri talimatı SKKHM: 3711 - 34 - 16 gizli ibareli 5 maddeden oluşan talimat yazısı, Valilik "HHO (..., ..., ..., ..., Gazi Odacı, ..., ..., , ..., 50 Harbiyeli 3.Filo",
    "HHA (...., ....,..,....,...,..,....,...)", buluşma noktası: HHA Sirkeci Garının önü, not:6 ibaresiyle başlayan yazı ele geçirildiği, Kurmay Başkanı ...Akça'nın talimatı ile silahlandıkları anlaşılan sanıklar ..., ... ve ...'ın Ana Nizamiye ve VİP Nizamiye kamera görüntüleri ile HTS kayıtlarına göre ...'ın kullanımında olan araçla okul dışına çıkıp Kazlıçeşme mevkiine doğru ilerledikleri, sanık ...'ın beyanına göre bu sırada darbe kalkışması olduğuna ilişkin haberlerin geçtiğine yönelik duyumlarının olduğu,
    Hava Harp Okulu Dekanı ...ün talimatı ile saat 23:45-24:00 sıralarında okul dışına çıkan Sanık ...'ın kullanımında olup içerinde sanıklar ..., ..., ... ve ...'nın bulunduğu aracın, Kazlıçeşme mevkisine geldiğinde yolun polis tarafından kapatılmış olması nedeniyle araç sürücüsü sanık Albay ...'ın refüj üzerinden geçerek geri dönmek istediği esnada aracın refüje takılması sonucu hareketsiz kaldığı, akabinde bu unsurdaki personelin kolluk güçlerince yakalanıp gözaltına alındığı, sanık ...'ın yakalandığı esnada yapılan üst aramasında sarı zarf içerisinde darbe bildirisi metninin ele geçirildiği anlaşılmıştır.
    V-)HUKUKİ AÇIKLAMALAR VE SOMUT OLAY ÇERÇEVESİNDE SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ;
    1-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümleri; sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat hükmü ile sanık ... hakkında kurulan düşme kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Yargılama sonucunda atılı suçların sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından işlendiğinin kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla; Sanık ... hakkında verilen düşme kararı ise usul ve kanuna uygun olduğundan; Türkiye Cumhuriyeti ... vekili, ... vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle, beraate ilişkin hükümler ile düşme kararına ilişkin hükmün ONANMASINA,
    2-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan kurulan mahkumiyet; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanıklar ..., ..., ... ve ...'un elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte, sunduğu katkıların tek başına vahamet arz etmediği, bu kapsamda fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurduklarından bahsedilemeyeceğinin anlaşılmasına nazaran, zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığında kuşku bulunmayan eylemlerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım etmek kapsamında kaldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a-Sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    b-Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ..., T.C. Cumhurbaşkanı ... ve TRT vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiileri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Türkiye Cumhuriyeti ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK'nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarında yazılı "yollamasıyla 58/6. maddesi" ibarelerinin çıkarılması, hükmün katılanlar lehine vekalet ücretine hükmolunan kısmından "Katılan ... Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 5.450TL maktu vekalet ücretinin mahkumiyetine karar verilen sanıkların tamamından eşit olarak tahsili ile katılana verilmesine" ibaresi ile "Milli Savunma
    Bakanlığı" ve "TRT Kurumu Genel Müdürlüğü" ibarelerinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3-)Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan mahkumiyet; sanıklar ... ve ... hakkında Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım etmek suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali ile ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    A-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
    a-Olay tarihinde Hava Harp Okulu Dekanı Ahmet Gümüş'ün talimatı ile saat 23:45-24:00 sıralarında okul dışına çıkan sanıkların, sanık ...'ın kullandığı araç ile Kazlıçeşme mevkiine geldiklerinde yolun polis tarafından kapatılmış olması nedeniyle araç sürücüsü sanık Albay ...'ın refüj üzerinden geçerek geri dönmek istediği esnada aracın refüje takılması sonucu hareketsiz kaldıkları, polis ekiplerinin yüksek sesle anlaşılır şekilde sanıkların dışarı çıkmalarını istedikleri, sanıkların direnmeksizin teslim oldukları, sanık ...'ın yakalandığı esnada yapılan üst aramasında sarı zarf içerisinde darbe bildirisi metninin ele geçirildiği şeklinde gerçekleşen olayda; sanıkların eylemlerinin, neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımaması, müsnet suç yönünden TCK'nın 37. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulamayacakları ancak, suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan hareketlerinin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olup, sanıklar hakkında TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    b-Sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    c-Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ..., T.C. Cumhurbaşkanı ... ve TRT vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    B-Sanık ... yönünden;
    a-15 Temmuz 2016 günü Nöbetçi Amiri olan Binbaşı ...'ın saat 17:30 civarı nöbetçi odasındayken askeri hattan İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Binbaşı olan sanık ... tarafından arandığı, sanık ...'in okul komutanı ...'nın emriyle nöbeti devralacağını söylediği, müteakiben 18:30 civarı nöbetçi amirliği odasına gelen sanık ... tarafından nöbetçi amirliği görevinin devralındığı, Sanık ...'in; saat 20:00-21:00 sıralarında Hava Harp Okuluna gelen öğrencileri kendi odasında ağırladığı, öğrencilere odasında bulunan ve darbe girişiminde kullanılan mühimmat sandıklarını verdiği ve mühimmatların koğuşlara taşındığı, saat 22:30 sıralarında darbeci askeri kanat tarafından hazırlanan ve ülke çapındaki askeri birliklere gönderilen “Harekât Yıldırım” başlıklı sıkıyönetim direktifinin kendisine ulaştığı, 16 Temmuz günü saat 00:00-01:00 sıralarında "Okul bölgesinde herhangi bir şüpheli durum yok. Biz teyakkuzdayız" ve "Tamamdır Allah yardımcınız olsun" şeklinde mesaj kayıtlarının tespit edildiği, 16 Temmuz saat 03:00 sıralarında silahaneye gelen ... ve ...'a silah ve mühimmat verilmesini emrettiği, 16 Temmuz saat 05:00-06:00 sıralarında okul bölgesinde iniş kalkış yapan helikopterlere yakıt verilmsini emrettiği şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın genel darbe planı çerçevesinde kendisine verilen ve ülke çapında gerçekleştirilen Anayasal düzeni ihlal suçunun icra hareketleriyle de illi bir değer taşıyan emri/görevi kabullenerek olay tarihinde kanunsuz emirler vermek, darbeye destek olmak amacıyla eylemlerine devam etmek şeklindeki sübutu kabul edilen eylemlerinin, Anayasayı ihlal suçunu teşkil ettiğinde kuşku bulunmamasına, suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak gerçekleştiren sanığın konumu, rütbesi ve mesleki tecrübesi itibariyle hakkında TCK'nın 24/1-4 ve 30. maddelerinin tatbik şartlarının bulunmadığı da gözetilerek fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduğunun kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK'nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    b-Sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    c-Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ..., T.C. Cumhurbaşkanı ... ve TRT vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    C-Sanık ... yönünden;
    a-Olay tarihinde nizamiyede görevli olan Uzman Çavuş rütbesindeki sanık ...'in, Birinci Ordu komutanının açıklamalarından darbe teşebbüsü olduğunu öğrenmesi akabinde, saat 22:30-23:00 sıralarında mevzide bulunan mahiyetindeki erleri siperden kaldırarak Ana Nizamiye içerisindeki gazinoya getirdiği
    ve erlere kimseye silah doğrultmamalarını ve televizyon izlemelerini söylediği anlaşılan sanığın; örgütsel bağı kesin olarak ortaya konamamasına, organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğunun, suç işleme karar ve iradesine katıldığınının, bu planlama doğrultusunda verilen görevleri kabullendiğinin kanıtlanamamasına nazaran ispat edilemeyen müsnet suçlardan beraatine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    b-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    c-Müsnet suçlardan davaya katılma hakkı bulunmayan ..., T.C. Cumhurbaşkanı ... ve TRT vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    D-Sanık ... yönünden;
    Sanık ... hakkında TCK'nın 113. maddesinde belirtilen "kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi" suçundan kamu davası açıldığı halde hüküm kurulmadığı görülmüş ise de; dava zaman aşımı süresince her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    a-Sanık hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması suçlarından ayrı ayrı ceza verilmiş ise de, sanığın eylemlerinin bir bütün halinde TCK'nın 309/1 maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği cihetle ayrıca bu suçlardan ceza verilemeyeceği gözetilmeksizin yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b-Kabul ve uygulamaya göre de;
    Sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, ... ve Türkiye Cumhuriyeti ..., TRT vekilleri, sanıklar müdafileri ile sanıklar ... ve ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tutuklu sanıkların verilen ceza miktarı, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alındığında TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih
    ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara