Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/8576 Esas 2022/6577 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/8576
Karar No: 2022/6577
Karar Tarihi: 20.10.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/8576 Esas 2022/6577 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verdiği mahkumiyet kararının temyiz başvurusu reddedilmiştir. Kararda, suçun kastın varlığına bağlı olduğu, ancak hata şartlarının gerçekleştiği durumlarda kasttan bahsedilemeyeceği belirtilmiştir. Hata, kişinin gerçekleşen olayı yanlış algılaması veya yanlış şekilde değerlendirmesi anlamına gelmektedir. Kararda, FETÖ/PDY terör örgütü hakkında verilmiş mahkeme kararının örgütün amacını bilenler ve görev alanlar açısından aranmadığı, ancak örgütün nihai amaçlarını açıkça ortaya koyan olayların yaşandığı tarihten itibaren davranışları ile örgütten ayrılmamış kişilerin hata şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, TCK madde 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK’nın 221/4, 62, 53, 221/5, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi gibi kanun maddeleri de belirtilmiştir.
3. Ceza Dairesi         2021/8576 E.  ,  2022/6577 K.

    "İçtihat Metni"



    İNCELENEN KARARIN;
    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.02.2018 tarih ve 2017/130 – 2018/175 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK’nın 221/4, 62, 53, 221/5, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
    Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir(TCK madde 21/1). Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz (TCK madde 30/1). 5237 sayılı TCK’nın, “Hata” kenar başlıklı 30/1. maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleştiği durumlarda, sanığın kasten hareket ettiğinden bahsedilemeyecek ve somut olayda tipik eylem gerçekleşmiş olsa da 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilecektir.
    Hata (yanılma); kişinin tasavvuru, zihninden geçirdikleri ile gerçeğin birbirine uymaması anlamına gelen bir kavramdır. Hata kural olarak iradenin oluşum sürecine etki eder ve gerçeğin yanlış biçimde tasavvuru veya bilinmesi nedeniyle irade bozulmuş olarak doğar. Failin tasavvurunun konusu dış dünyaya ait bir şeye ilişkin olabileceği gibi, normatif dünyaya (kurallar alanına) dair de olabilir. Dış dünyayla ilgili şey olduğundan farklı bir biçimde algılanması halinde unsur yanılgısından (tipiklik hatası), normatif dünyaya ait gerçekliğin farklı biçimde değerlendirilmesi halinde ise yasak hatasından bahsedilir. Kısaca unsur hatası bir algılama hatası olduğu halde, yasak hatası bir değerlendirme hatasıdır.
    Dairemizin 2015/3 esas, 2017/3 karar sayılı dosyasında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanında büyük bir kesimce böylece algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce erişinceye kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün ustaca gizlenen amacını bilenler ve bu amaçla örgütte görev alanlar açısından, suç tarihine bakılmaksızın ve suç tarihinden önce anılan yapının terör örgütü olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı verilmiş olması da aranmaksızın hata savunmalarına itibar edilemeyeceğinde kuşku bulunmamakta ise de; terör örgütü olduğunu bilmeksizin içinde yer alan veya yardım eden sanıklar yönünden mensup olduğu ya da yardım ettiği yapının Anayasal düzeni zorla değiştirme, Anayasaya uygun olmayan yöntemlerle iktidarı ele geçirmeyi amaçlayan bir terör örgütü olduğunu veya terör örgütüne dönüştüğünü anladığı veyahut Expost bir değerlendirme ile dış aleme yansıyan olay ve olgular itibariyle kendisinden anlamasının beklendiği tarihten itibaren davranışları ile bu örgütten ayrılma iradesini ortaya koyup koymadığı ve bu bağlamda TCK’nın 30/1. maddesinde düzenlenen suçun maddi unsurlarında hata şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir.
    Somut olayda örgütün nihai amaçlarını açıkça ortaya koyan dış aleme yansıyan olay ve olguların yaşandığı 2013 yılından itibaren herhangi bir örgütsel faaliyeti tespit edilemediğinin anlaşılması karşısında; dikey şekilde 7 katlı piramit biçimde gerçekleşen ve hiyerarşik yapılanmasındaki tabaka sistemi kat sistemine dayanan FETÖ/PDY'nin Birinci Katında (Örgütle iman ve gönül bağı ile bağlı olanlar, fiili ve maddi destek sağlayanlardan oluşur.) yer alan sanık hakkında TCK’nın 30. maddesinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5271 sayılı CMK'nın 302/2 maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

















    Hemen Ara