Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/26803 Esas 2022/6896 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/26803
Karar No: 2022/6896
Karar Tarihi: 25.10.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2022/26803 Esas 2022/6896 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2022/26803 E.  ,  2022/6896 K.

    "İçtihat Metni"



    İNCELENEN KARARIN;
    Mahkemesi :CezaDairesi
    İlk Derece Mahkemesi :İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.06.2019 tarih ve 2017/107 - 2019/383 sayılı kararı
    Suç :Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
    Hüküm :1-Sanık ...'in TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar,
    2-Sanık ...'in CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ilk derece mahkemesince beraatine dair kararın kaldırılarak TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf kararı

    Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme talebinin ceza miktarı itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    1-Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 esas sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mubah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında;
    Sanıklar hakkında mahkumiyet hükmüne esas alınan tanık ... ve gizli tanık ...1'in beyanlarında çelişkili ifadelere yer verdikleri, gizli tanık ... 1'in, sanık ...'nın 17/25 Aralık olaylarından rahatsız olup o tarihten sonra bu işlerden el ayak çektiğini beyan ettiği ancak tanık ...'un, sanık ...'nın 17/25 Aralık'tan sonra da örgütsel faaliyetlerine devam ettiğini beyan ettiği, söz konusu faaliyetlerin ne olduğu konusunda da tanık ...'un beyanlarının çelişkili olduğu, yine tanıkların sanık ...'in mütevelli olduğunu duyduklarını, müteahhitlik yaptığını beyan ettikleri ancak sanığın medikalci olduğu hususları göz önüne alındığında; ceza yargılamasının her türlü şüpheden uzak kesin delillere dayanması ilkesi gereğince de, beyanlarının duyuma dayalı olup olmadıklarının netleştirilmesi, ayrıca örgütün görünen yüzünün ortaya çıktığı tarihten sonrasına ilişkin sanıkların eylemlerinin kapsamının açık ve somut şekilde ortaya konulabilmesi açısından söz konusu tanıkların mahkemece tekrar dinlenilmeleri suretiyle ayrıntılı beyanlarına başvurularak mahkumiyet hükmüne esas alınan hususlar bakımından tüm çelişkilerin giderilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle, sanık ...'in dijital materyallerine ilişkin inceleme tutanağında cep telefonunda yer alan bir dosya içerisinde ByLock uygulamasına "akiftoker35@gmail.com" uygulamasıyla birlikte rastlandığı tespitlerine yer verilmekle; sanığın ilgili birimlerden ayrıntılı Bylock tespit ve değerlendirme raporunun bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa getirtilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
    3-BDDK'nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ... Katılım Bankası AŞ'de gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği nazara alındığında; sanık ... hakkında dosya kapsamında yer alan hesap hareketleri dökümünün ayrıntı içermemesi ve savunması da dikkate alındığında, Bank ... nezdindeki 2014 yılı öncesi dahil olmak üzere tüm hesap hareketlerini gösteren belgeler getirtilip incelenerek, gerektiğinde bu konuda bilirkişi raporu alınıp, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda herhangi bir bankacılık işlemi yapılıp yapılmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması gerekirken yetersiz belgelere dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi,
    4-Sanık ... hakkında bölge adliye mahkemesince mahkumiyet hükmü kurulurken, UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasından çıkarılan ...'nın beyanlarının da hükme esas alındığı belirtilmişse de; söz konusu şahsa ait beyanların dosya arasında olmadığı, bu nedenle mezkur beyanın dosya arasına alınarak gerekmesi halinde Günay Çaylı'nın da tanık sıfatıyla mahkemece dinlenilmesi suretiyle sanığın örgütsel faaliyetlerinin kapsamının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
    5-UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak, varsa ilgili şahısların sanık hakkındaki beyanlarının aslı veya onaylı suretlerinin getirtilerek bu kişilerin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, tanık olarak dinlenilmesinin mümkün olmaması halinde dosya içerisindeki beyanlarının CMK 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafine okunarak diyeceklerinin sorulmasından sonra karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi lüzumu,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine kararın bir örneğinin bilgi için İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara