Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/27010 Esas 2022/10269 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/27010
Karar No: 2022/10269
Karar Tarihi: 30.05.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/27010 Esas 2022/10269 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/27010 E.  ,  2022/10269 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I- Katılan ... Belediye Başkanlığı vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Banka zimmeti suçunda suçtan zarar göreninin katılan banka olduğu cihetle; suçtan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... vekilinin adı geçen sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II- O yer Cumhuriyet savcısı ile katılan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu vekilinin temyiz istemlerinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmü ile sınırlı olduğu gözetilerek anılan hükme hasren, sanık ... müdafiinin ise zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    1.Sanık ...'ın suç tarihi olan 11.02.2008 tarihinde ... Finans Market Şubesi müdürü olarak, diğer sanık ...'ün ise ... Belediyesinde "Mali Hizmetler Müdür vekili" olarak görev yaptıkları, ... Belediye Başkanlığı ile ... Finans Market Şubesi arasında 15.02.2005 ila 15.02.2008 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 3 yıllık maaş protokolü imzalandığı, söz konusu protokolün süresi dolmadan 04.04.2007 tarihinde ... Belediye Başkanlığı adına Başkan Yardımcısı ... ile ... Finans Market Şubesi adına Şube müdürü ... ve müdür yardımcısı ...'in imzalarının bulunduğu, 15.02.2008 tarihinde sona eren ana protokolün aynı şartlarla 15.02.2011 tarihine kadar 3 yıl süre ile uzatıldığı, tarafların söz konusu maaş protokolü çerçevesinde 1.500.000 TL promosyon bedelinin ödenmesi konusunda anlaştıkları, bu aşamada ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 26.02.2009 tarihli ve 11/1 sayılı soruşturma raporunda ve yine 17.01.2011 tarihli BDDK murakıp raporunda da açıkça belirtildiği üzere Vafıkbank Genel Müdürlüğü tarafından ilgili banka şubesi ile ... Belediye Başkanlığı arasında imzalanan maaş protokolü uyarınca 1.500.000TL harcama yetkisinin,
    "Promosyon tutarının tamamı fatura karşılığı kuruma peşin olarak ödenecektir" şeklinde not düşülerek, ... Finans Market Şubesine verildiği, ancak ana protokol sözleşmesinin süresi bitmeden çok daha önce imzalanan ve promosyon ödemesinin fatura karşılığı yapılmasına olanak tanıyan 04.04.2007 tarihli ek (maaş) protokolün aslında 20.07.2007 tarihli ve 2007/21 sayılı genelgenin bankalar tarafından dağıtılacak promosyonların ilgili banka tarafından personel adına açılan hesaba aktarılması hükmünü içeren 5. maddesini bir bakıma etkisiz hale getirmek için düzenlendiğinin anlaşıldığı, kaldı ki Teftiş Kurulu Başkanlığının kanuni soruşturma raporunda suça konu promosyon bedelinin ödenmesine esas teşkil eden ek protokolün ... Kurum Maaş Ödemeleri Başkanlığı tarafından aslında 10.01.2008 tarihinden sonra hazırlandığının belirlenmesi nedeniyle 04.04.2007 tarihli ek protokolün sahte olduğu, buna istinaden ... Finans Market Şubesince ... Belediye Başkanlığına yapıldığı iddia olunan 1.500.000 TL promosyon ödemesinin belediye işçilerine ödenmemesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine olayın ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
    Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; sanık ... tarafından zimmete konu promosyon bedeli olan 1.500.000 TL'nin 11.02.2008 tarihinde Şube ana kasasından çıkışının yapıldığı, 20.07.2007 tarihli genelgenin 4. maddesi uyarınca 500.000 TL'nin Belediye tarafından kullanılmak üzere ayrılabileceği, geri kalan 1.000.000 TL'nin ise aynı genelgenin 5. maddesindeki düzenlemeye göre ... Finans Market Şubesi tarafından Belediye personeli adına açılan hesaba yatırılması gerektiği halde sanık ...'ın, özellikle müfettişlik ifadesinde de beyan ettiği şekilde, piyasadan temin edilen ve gerçek bir alım satımı ihtiva etmeyen ve tamamı ... ... Market Şubesi adına düzenlenen sahte faturalara istinaden ilk önce fatura düzenleyicisi firmaların mevduat hesaplarına tahsilat ve hemen ardından da tediye işlemi gerçekleştirilerek fiktif kayıtlar oluşturmak suretiyle sanki fatura bedelleri tahsil edilmiş gibi işlem yaptığı, daha sonra muvazaalı işlemlerden doğan ve dosyada mevcut "Vergi Suçu Raporlarına" göre de sahte olan fatura bedellerinden oluşan 180.000 TL'lik KDV tutarının 8 adet firma sahibine ödenmek suretiyle banka zararına neden olduğu, sanık ...'ın bu şekilde muvazaalı bir yol izleyerek fatura karşılığı mal alımı suretiyle ödenmesi gereken promosyon tutarının yapılan fiktif muhasebeleştirme işlemleri ile nakde çevirdiği ve banka parasının nakit olarak Şube'den çıkarılabilmesini kolaylaştırdığı, daha sonra Şube müdürü sanık ...'ın diğer 3 banka çalışanı ile birlikte geri kalan 1.320.000 TL'yi ... Mali Hizmetler Müdür vekili ...'e elden teslim ederek ödemeyi gerçekleştirdiği, sanık ...'ın söz konusu ödemeyi gerçekleştirirken herhangi bir imza ya da belge almadığı, sadece 1.508.931 TL ödemeye ilişkin bir icmal listesi düzenleyerek ... Belediyesine verdikleri, ancak bu icmal listesinin belediyeye ne zaman ve kim tarafından götürüldüğünün belirsiz olduğu, sanık ... aşamalardaki savunmalarında her ne kadar ödemenin yapıldığı 11.02.2008 tarihinde Belediye Başkan yardımcısı ... tarafından imzalanan icmal listesini gördüğünü ve bu belgenin altında "fatura bedelleri ... tarafından ödenmiştir" yazısına istinaden kuşku duymadan parayı teslim ettiğini savunmuş ise de, ... Belediye Başkan yardımcısı ...'nın promosyon parasının ... tarafından ödendiğini gösterir icmal listesi altındaki imzasının 06.11.2009 tarihli ekspertiz raporuna göre ... elinden çıkmayıp sahte olarak atıldığının bildirildiği, yine ödemenin yapıldığı 11.02.2008 tarihi itibarıyla ...'nın emekliye ayrıldığının ve bu duruma ilişkin ... İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün 05-07-4781 sayılı yazısının ... Finans Market şubesi operasyon servisine gönderildiği, söz konusu yazının ise şube arşivinde bulunduğu anlaşılmakla sanık ...'ın icmal belgesi üzerindeki yazıdan şüphelenmediği yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği, bununla birlikte sanığın ... çalışanı ...'e 1.320.000 TL promosyon ödemesini elden teslim etmesi ancak yapılan ödemenin sanık ... tarafından tüm aşamalarda inkar edilmesi karşısında, sanık ...'ın banka çalışanları Şerife
    ..., ..., ... ve ... ile birlikte imza altına aldıkları 11.02.2008 tarihinde düzenlenen tutanağın ödemeyi teslim alan sanık ... tarafından imzalanmaması ve zimmete konu miktarın sadece sahte imzalı bir icmal listesine dayanılarak teslim edilmesi nedeniyle de sanık ...'ın eyleminin, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı bir şekilde banka parasının sanık ...'e teslim edilmesi dolayısıyla banka zimmeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği cihetle, sanık ...'ın basit zimmet suçundan mahkumiyeti yerine, sanığın suça doğrudan iştirak ettiğine ya da diğer sanık ...'ün eylemine yardım ettiği konusunda yeterli delil bulunmadığı şeklindeki dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
    2. Sanık ... açısından ise; yukarıda anlatıldığı gibi banka kasasından usulsüz şekilde çıkışı yapılan promosyon ödemesinin, olay günü sanık ...'e teslim edildiğinin, tanıklar ..., ..., ... ve ...' nun aşamalardaki beyanları, dosyada mevcut HTS kayıtları, teşhis tutanakları ve 11.02.2008 tarihinde sanıklar ... ile ... arasında 4 kez yapıldığı belirlenen telefon görüşme kayıtları birlikte değerlendirildiğinde sabit olduğu, bu nedenle sanık ...'ün Vafıkbank Finans Market Şube müdürü olan ... ile olayın başından beri fikir ve eylem birliği içerisinde iştirak halinde atılı suçu işlediği anlaşılmakla, sanık ...'ün azmettiren konumunda olması nedeniyle TCK'nun 40/2. maddesi yollamasıyla 5411 sayılı Yasanın 160/1. maddesi uyarınca cezalandırılması ve zimmet konusu eylemin tamamından sanıkların birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden suçun vasıflandırılmasında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kabule göre;
    24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin değerlendiril- mesinde zorunluluk bulunması,
    Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet savcısının, katılan BDDK vekilinin ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkındaki beraat ve sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...'ün CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 30.05.2022 tarihinde I nolu karar yönünden oy birliğiyle, II nolu karar yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
    (M)
    KARŞI OY
    Dosya kapsamına göre, ... Belediye Başkanlığı ile ... Finans Market Şubesi arasında daha önceden 10.02.2005 tarihinden başlamak üzere 3 yıl süre ile maaş promosyonu sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme gereğince ... Belediye Spora nakdi bağış yapıldığı, ancak sözleşmenin bitim tarihi olan 11.02.2008 tarihinden önceki ve tam olarak belli olmayan bir tarihte ... Belediyesinden aynı bankanın şube müdürüne sözleşmenin uzatılması konusunda bir talep geldiği, fakat 20.07.2007 tarihinde Başbakanlığın 2007/21 sayılı genelgesinin yayınlanmış
    olduğu ve bu genelgeye göre promosyon paralarının bir bölümünün çalışanlara dağıtılmasının belirlendiği, bu sebeple belediyenin Başbakanlık Genelgesinden kaçmak amacıyla sözleşmenin uzatılma tarihinin bu tarihten önceki bir tarihte yapmayı teklif ettiği, banka müdürünün de 30.12.2008 tarihinde banka müfettişine verdiği ifadesinde açıkça itiraf ettiği gibi bu teklifi kabul ettiği ve bu teklifi banka genel müdürlüğüne ilettiği, genel müdürlüğünde bu teklifi uygun bulduğu, bunun üzerine 2007 yılı sonu yada 2008 yılı başlarında Başbakanlık Genelgesinden sonraki bir tarihte ek protokolün imzalandığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumun kabul edilmemesine rağmen ek protokolün Başbakanlık Genelgesinden sonra yapıldığına dair dosyada çok sayıda delil bulunmaktadır. Bunlardan biri sanık ...'ın samimi beyanı, diğeri banka şubesinin genel müdürlüğe promosyon konusundaki yazdığı yazı tarihinin 14.01.2008 olmasıdır. Zira 4.4.2007 tarihinde ek protokol yapılmış olsa idi banka şubesinin bu durumu genel müdürlüğe bildirmesi için 14.01.2008 tarihine kadar beklememesi gerekirdi. Nitekim banka genel müdürlüğü de bu yazı üzerine 29.01.2008 tarihinde ek protokolün kabul edildiği konusunda bir cevapta bulunmaktadır. Eğer Başbakanlık Genelgesinden önce bu protokol imzalanmış ve promosyon parası talep edilmiş olsa idi, bu paranın önceki dönemde olduğu gibi bağış ya da benzeri bir ad altında rahatlıkla alınması gerekirdi. Halbuki bu paranın bir şekilde belediye kayıtlarına geçmemesi hedeflenmektedir. Bu sebeplerle ek protokolün Başbakanlık Genelgesinden sonra düzenlenmesine rağmen genelgeden önceki bir tarihte hatta belediyeden emekli olup ayrılan ... tarafından imzalandığı açıktır.
    Banka Genel Müdürlüğünün de uygun bulmasıyla birlikte toplam 1.500.000 TL paranın fatura karşılığı ödenecek olması sebebiyle fatura bulma yoluna gidilmiş, nitekim banka müdürü ... bu konuda araştırmaya girdiklerini belediyenin kendisine bir kısım faturalar gönderdiğini, gelen faturaların bir kısmının ise kendi çevresinden gelmiş olabileceğini beyan etmiştir. Sonuçta bu gelen faturaların KDV'si ilgili firmalara ödendikten sonra geriye kalan 1.320.000 Tl nin belediye'ye ödenmesi gerekmektedir. Öncelikle burada geçen fatura meselesinin hukuken çözümüne bakmak gerekmektedir. Bu faturaların ilgili banka şubesine gerçeğe uygun şekilde kesilen faturalar olmadığı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Her ne kadar sanık ... ve ... haricindeki bu faturaları düzenleyen diğer sanıklar faturaların gerçeği yansıttığını iddia etmiş iseler de, bu kadar yükü inşaat ve benzeri malzemeleri içeren malların banka şubesi tarafından alınmadığı ve sanıkların bu eylemlerinin Vergi Usul Kanunu uyarınca suç oluşturacağı ve sanıkların bu suçtan Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/682 mahkemesinin dosyasında yargılanmışlar ve bu dosyadan beraat etmişlerdir.
    Sanık ...'in Belediye Muhasebe Müdürü olduğu muhasebe müdürü olması sebebiyle belediye parasını alma ve verme ve uhdesinde tutma ve aynı şekilde muhafaza etme konusunda görevli bulunduğu ancak banka promosyon parasını alma husunda bir yetkisinin bulunmadığı gelen yazı cevabına göre bir tereddüt bulunmamaktadır. Sanık ... söz konusu parayı almadığını, bu kadar paranın imzasız teslim edilmesinin mümkün olmadığını, iddiaların ispat edilemediğini, tanıkla böyle bir hususun ispatının mümkün bulunmadığını ileri sürerek iddiaları reddetmiştir. Ancak söz konusu paranın banka genel müdürlüğünün izni ve takibi sonucunda bankanın kasasından çıktığı anlaşılmaktadır. Esasen bu paranın Belediye'ye verilmemiş olması durumunda Belediye Başkanlığının promosyon sözleşmesi gerekince bankadan bir talepte bulunması gerekirdi. Ancak aradan geçen uzunca bir süreye rağmen belediyenin banka şubesinden daha önce hiç para almamış olduğu iddiasına rağmen herhangi bir talepte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki Borçlar Kanununun 146. Maddesini göre alacak zamanaşımına uğramıştır. Paranın fatura karşılığı alınmaması halinde işçilere ödeneceği gerçeğidir. Yine paranın Belediye hesaplarına yatması durumunda icra kanalıyla tahsil edileceği korkusu da yaşanmaktadır. Bu durumda paranın en mantıklı olan şekilde harici faturalarla bankadan çıkışının yapılmasıdır. Bu anlamda banka müdürünün yanında müdür yardımcısı ..., güvenlik görevlisi ..., şoför ... bu paranın sanık ...'e teslim edildiğini beyan etmektedirler. Ancak teslim
    sırasında bir tutanak düzenlenmediği anlaşılmakla beraber sonradan düzenlenen tutanak gerçeği ispata yeterli olmamakla beraber olaydan sonra tutanak düzenlenmesi konusunda banka çalışanları tarafından değerlendirildiği düşünülmüştür. Yani olaydan sonra banka çalışanları bu paranın hesabının kendilerinden sorulacağını düşünerek tutanak tanzim etmişlerdir. Esasen banka müdürü ve diğer çalışanlar faturalar karşılığında bu paraların ödemesini yaptıkları için bir anlamda rahat davranmışlardır. Çünkü paraların çıkışını ispat edebilecek niteliktedirler. Kaldı ki banka genel müdürü yapılan yazışmalarda müdürleri hakkında şikayetlerinin olmadığını paralarının ilgili belediye ye ödendiğini bildiklerini ve bu anlamda bir tereddüt yaşamadıklarını beyan etmektedirler.
    Tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde; bankanın somut bir zararının olmadığı, ... Belediye Başkanlığının da bankadan talep edebileceği bir bedel de olmaması nedeniyle ortada banka zimmet suçunu oluşturacak bir eylem de bulunmadığından her iki sanığın atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaati ile sanık ...'ın atılı suçtan cezalandırılması gerektiği nedeniyle beraatına yönelik kararın bozulmasına ve sanık ...'ün de nitelikli zimmet suçuna iştirak ettiği nedeniyle cezalandırılması yönündeki sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum. 30/05/2022



    Hemen Ara