Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7536 Esas 2022/10491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/7536
Karar No: 2022/10491
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7536 Esas 2022/10491 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/7536 E.  ,  2022/10491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, imha

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Tüm dosya kapsamına göre; kaçakçılık suçundan başlatılan soruşturmada, sanıklardan ... hakkında uygulanan iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbiri kapsamında kayıt altına alınan sanıklar arasındaki 18/05/2014 tarihli telefon görüşmelerinden hareketle sanıklardan ...'in otogarda olduğu tespit edilerek elinde bulunan valizde 50 karton kaçak sigara ele geçirildiği, ...'in müdafiisiz kolluk ifadesinde; kaçak sigaraları diğer sanık ...'dan aldığını belirttiği ve sanıklar hakkında atılı kaçakçılık suçunu birlikte işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı, sanık ...'in mahkemedeki savunmasında; müdafiisiz kolluk ifadesini kabul etmediğini, ticari amacının bulunmadığını, kaçak sigaraları sanık ...'den almadığını belirttiği, sanık ...'un mahkemedeki savunmasında ise; diğer sanığı tanımadığını, dava konusu kaçakçılık eylemi ile ilgisinin bulunmadığını belirttiği olayda; sanıklar ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri de bulunmaması karşısında hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyanın yasak delil niteliğinde olduğu, bu eşyanın kaçak olmasının durumu değiştirmeyeceği, sanıkların atılı suça ilişkin ikrarlarının da bulunmadığı, dosyada mevcut iletişim tespit tutanakları içeriklerinin de sanıklar ve eylem arasında irtibat kurmaya elverişli olmadığı nazara alındığında sanıkların atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerekirken Anayasanın 38/2, 5271 sayılı CMUK'nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkralarına göre hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bir karar verilmesinin gerekmesi,
    3- Dava konusu eşyanın müsadere talebi hususunda karar verilmemesi,
    4- Sanıklardan ...'un tekerrüre esas sabıka kaydı bulunduğu halde hakkında TCK'nun 58. maddesinin uygulanmaması,
    5- Katılan ... İdaresi lehine hükmolunan vekalet ücretinin, sanıklardan eşit olarak alınacağının hükümde belirtilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara