Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/1871 Esas 2022/7371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1871
Karar No: 2022/7371
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/1871 Esas 2022/7371 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/1871 E.  ,  2022/7371 K.

    "İçtihat Metni"



    İNCELENEN KARARIN;
    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2019 tarih ve 2018/948 - 2019/66 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütü yöneticisi olma, silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : 1- Sanık ... hakkında; TCK'nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
    2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında ayrı ayrı; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
    Temyiz edenler : Sanık ..., sanıklar müdafileri ve bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı

    Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle; temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı

    inceleme istemlerinin, ilk derece mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından takdiren; sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin ise tayin olunan cezaların süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklar ..., ..., ... ... ve ... hakkında, silahlı terör örgütü propagandası yapma suçu yönünden verilen “Karar verilmesine yer olmadığına” dair kararların CMK'nın 223. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmaması karşısında, mezkur suçlardan zamanaşımı süresince mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    1-) Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü yöneticisi olma ve sanıklar ... ile ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-) Mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması, Yargıtayın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu verilere mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında anılan ilkelere uyulmayarak sanıkların hangi eylemlerinin silahlı terör örgütü yöneticisi ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına esas alındığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadan, soyut bir kabul ile Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/1, T.C. Anayasasının 141/2, CMK'nın 34/1 ve 230/1-c maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması,
    b-) Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık ... hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/200 esas sayılı ve Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/133 esas sayılı dosyaları ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; sanık ... hakkında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/117 esas sayılı dosyası ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; sanık ... hakkında Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/133 esas sayılı dosyası ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan derdest dava dosyalarının bulunduğu, yine sanık ... hakkında Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/125 ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/19911 soruşturma dosyası ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütüldüğü anlaşılmakla, anılan dava dosyalarının getirtilip incelenmek suretiyle davalar arasında hukuki ve fiili kesintinin olup olmadığı da değerlendirilip, derdest ise iş bu dosya ile birleştirilerek, kesinleşmişler ise onaylı suretleri dosya içerisine alınıp, ilgili soruşturma dosyalarından da dava açılması halinde bu dosya ile birleştirilmesi, karara çıkmış ise aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
    2-) Sanıklar Buket Yılmaz, ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a-) Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
    Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
    Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır (... özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
    Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde;
    Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya içeriği nazara alındığında; sanıkların dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin DHKP/C silahlı terör örgüt üye olma suçunu oluşturacak düzeyde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içermeyip sempati düzeyinde kaldığı anlaşılmakla; atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatleri yerine delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    b-) Kabul ve uygulamaya göre de;
    a.a-) 5271 sayılı CMK’nın 45'inci maddesi uyarınca tanıklıktan çekinme hakkı bulunan, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı huzurunda tanıklıktan çekinme hakkını kullanmayarak tanıklık yapan, ancak yapılan yargılamada mahkeme huzurunda tanıklıktan çekinme hakkını kullanan sanıklardan ...'ın eski eşi olan ...'in önceki beyanlarının 5271 sayılı CMK’nun 210 ve 217'nci maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne esas alınması,
    b.b-) Sanıklar hakkında tayin edilen temel cezalardan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddesi uyarınca artırım yapılırken 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca artırım yapıldığının belirtilmesi gerektiği gözetilmeden uygulama maddesinin yalnızca 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesiyle yetinilmesi,
    Kanuna aykırı, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanıklar ..., ... ve ... bakımından sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanıklar ..., ... ve ...'nın tutuklulukta geçirdikleri süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarları ve bozma nedenleri gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara