Esas No: 2021/19281
Karar No: 2022/7632
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/19281 Esas 2022/7632 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/19281 E. , 2022/7632 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.07.2018 tarih ve 2017/17 - 2018/156 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1-Sanıklar ... ve ... hakkında TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 3/1, 5/1 maddesi ile TCK'nın 62/1, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
2-Sanık ... hakkında CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Temyiz edenler : Sanık ..., Sanıklar ... ve ... müdafileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında verilen beraat kararı ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yönünden;
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanığın kardeşi... hakkında aynı suçtan Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/41 esasına kayden görülen ve 2019/56 sayılı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılan dava dosyası kapsamında, sanık adına kayıtlı olmakla birlikte kardeşi ... tarafından kullanıldığı kabul edilen 0507 030 65 15 numaralı hattan ...’un ardışık arama kayıtlarının bulunduğunun ve hattın konum baz bilgisinin ... ile uyumlu olduğunun belirlenmiş olmasına, ByLock tespit değerlendirme tutanağında ekli 78883 ID’li Yiğit1234 kullanıcı adlı kişinin kendisine ByLock yükleyen kişi olduğunun ... tarafından ikrar edilmesine nazaran ilk derece mahkemesince sanık adına kayıtlı hattan kardeşi ...’un ByLock kullandığına dair kabul ve gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki görüşte isabet bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığına ilişkin ilgili ve yeterli gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ONANMASINA.
2) Sanıklar ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanık ... ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları ile ilgili olarak:
a) Sanık ... yönünden;
Diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilşkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği, kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan
da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK'nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3'ten 3/4'e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kovuşturma aşamasında etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini beyan ederek örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgiler veren ve bu yöndeki beyanlarını devam ettiren sanığın, verdiği bilgilerin konum ve faaliyetleri ile uyumlu olup olmadığı ve eldeki mevcut bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden de sorulmak suretiyle, hakkında TCK'nın 221/4 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
b) Sanık ... yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilerek,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın savunmasının denetlenmesi, özellikle örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilmesi mümkün eylemlerine ne zamana kadar devam ettiğinin belirlenmesi bakımından ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin belirleyici nitelikte olması karşısında, temyiz aşamasında gelen ByLock Tespit ve değerlendirme tutanağı ile Betül Dündar’ın beyanlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunarak tartışılması ile Betül Dündar’ın tanık sıfatıyla usulüne uygun biçimde dinlenmesinden sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
c) Kabul ve uygulamaya göre de;
Duruşmada SEGBİS vasıtasıyla kaydedilen sanık savunmalarına ilişkin SEGBİS çözüm tutanağı düzenleyen bilirkişiye ödenen ücretin yargılama gideri olarak sanıklara yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.