Esas No: 2021/10514
Karar No: 2022/7528
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/10514 Esas 2022/7528 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/10514 E. , 2022/7528 K.Özet:
Bu mahkeme kararı, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkum edilmesine yönelik istinaf başvurusunun reddiyle ilgilidir. Temyiz yolunun açılması üzerine yapılan incelemede, etkin pişmanlık hükümlerinin amacı ve uygulama şekilleri detaylı açıklanmaktadır. Sanığın, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından \"gönüllülük\" esasının benimsendiği belirtilmiştir. Somut olayda, sanığın örgütle ilgili bildiklerini anlatarak bazı kişilerden şikayetçi olmak istediği ve şikayetçi sıfatıyla alınan beyanında uygun bilgiler verdiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, sanık hakkında etkin pişmanlık hükmü uygulanması gerektiği ve ceza verilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın sonunda ise, yasal düzenlemeler belirtilerek mahkeme kararının bozulması ve dosyanın yeniden incelenmesi kararı verilmiştir.
Kanun maddeleri: TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK'nın 221/4-son, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. madde, 7188 sayılı Kanunun 29. madde, 5271 sayılı CMK’nın 286. madde, 5271 sayılı Kanunun 304/1. madde, geçici 5. madde.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.07.2017 tarih ve 2017/97 – 2017/144 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1, TCK’nın 221/4-son, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince sanık hakkında kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK'nın 221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde (TCK'nın 221/4 m. ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması durumunda yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK'nın 221/3 m.) sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanmış olup örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezasından indirim yapılacaktır (TCK'nın 221/4. fıkra 2. cümlesi).
Kanun vazının, etkin pişmanlığı şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul ettiği durumlarda, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından "gönüllülük" esasını benimsediği görülmektedir. Gönüllülük, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; "bir iş yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken üstlenen" olarak tanımlanmıştır.
Örgütten ayrılma bağlamında gönüllülük, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde kalması imkanını ortadan kaldıran veya zorlaştıran bir dış etken bulunmaksızın kendi hür iradesiyle gönüllü olarak örgütten ayrılmasıdır (Ersan Şen - H. Sefa Eryıldız, Suç Örgütü 2018 baskı syf. 346).
Güvenlik güçlerine teslim olma bakımından gönüllülük kavramına gelince;
Pişmanlık ve gönüllülük failin psikolojik dünyasıyla alakalı ve son derece soyut kavramlar olması nedeniyle sanığın "gerçek ve samimi" bir pişmanlık duyup duymadığı veya gönüllü olup olmadığının tespiti fevkalade zordur. Suç sonrasındaki tutum ve davranışların belli ölçüde cezadan kurtulma düşüncesine dayanması son derece insani bir durumdur (Baba, Türk Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık 2013 baskı syf 98). Bu nedenle aslında saptanmaya çalışılacak olan, failin salt cezadan kurtulma saikiyle değil fiilin yarattığı haksızlığı gidererek legaliteye dönme düşüncesiyle hareket edip etmediği hususudur ki bu da ancak kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla belirlenebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Hakkında soruşturma başlamadan önce açığa alındığını bu durumdan çok rahatsız olduğunu, örgütle ilgili bildiklerini anlatarak bazı kişilerden şikayetçi olmak istediğini belirten sanığın şikayetçi sıfatıyla alınan beyanında örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler verdiği anlaşılmakla 5237 sayılı TCK'nın 221/2. cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmü uygulanarak ”ceza verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden hukuki olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.