Esas No: 2022/2180
Karar No: 2022/10509
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2180 Esas 2022/10509 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/2180 E. , 2022/10509 K."İçtihat Metni"
6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet suçundan sanık ...'un, anılan Kanun'un 93/1, 93/2, 62/1, 50/1-a ve 52/1-2 maddeleri gereğince 6.000.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, dava konusu yerde bulunan sabit tesis niteliğindeki bir adet binanın müsaderesine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Aydıncık (Mersin) Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli ve 2018/165 esas, 2019/156 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 20/01/2020 tarihli ve 2019/2291 değişik iş sayılı sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 09/12/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/01/2022 tarihli ve KYB. 2021/154613 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde işgal ve faydalanma suçunu işlediğinden bahisle 6831 sayılı Kanun'un 93/1-2. maddeleri uyarınca hapis cezasına mahkûm edildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 54. maddesi gereğince de işgal edilen alanda bulunan sabit tesis niteliğindeki bir adet binanın müsaderesine karar karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/03/2021 tarihli ve 2020/3173 esas, 2021/3282 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hükmün askıda olmasının suça konu orman alanına inşa edilen sabit tesis niteliğindeki binanın müsadere kararının da askıda olacağı anlamına gelmeyeceği, zira orman alanının işgal edilerek inşa edilen binanın; taklit ürün, uyuşturucu ve ruhsatsız silahın müsaderesinde olduğu gibi üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımının başlı başına suç oluşturduğu nazara alındığında, bu tür müsadere kararlarının askıda olmayıp derhal infazının gerektiği, bu nedenle anılan eşyaların 5237 sayılı Kanun'un 54/4. maddesi uyarınca müsadere edilmesi gerektiği, aksi takdirde somut olayda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde müsadere kararının hükümle birlikte ortadan kalkacağı ve sanığın orman alanında işgal ile inşa ettiği binanın kendisine iadesi halinde eyleminin tekrar 6831 sayılı Kanun'a muhalefet suçuna vücut vereceği gözetildiğinde,
Müsadere edilen eşya hakkında 5237 sayılı Kanun'un 54/1. maddesi uyarınca müsadere kararı verilebilmesi için müsadere konusu eşyanın bizatihi suç oluşturmayıp suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşya olmasının gerekmesi, anılan fıkra uyarınca verilen müsadere hükmünü mahkumiyet hükmüne bağlı kılacağı için mahkûmiyet hükmünün ortadan kalkması durumunda bağlı olduğu hükümle birlikte ortadan kalkacağı,
Bu itibarla somut olayda denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği ve bu durumun yukarıdaki açıklamalar uyarınca müsaderesinin derhal infaz edilmesi gereken orman alanında inşa edilen sabit tesis niteliğindeki binanın da yeniden sanığa iadesi sonucunu doğuracağından, 5237 sayılı Kanun'un 54/4. maddesi uyarınca müsadere kararı verilmesi bakımından, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında, sabit görülen eylemi nedeniyle, 6831 sayılı Kanuna aykırılık suçundan ... (...) Asliye Ceza Mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 13.11.2019 tarihli ve 2018/165 E, 2019/156 K sayılı kararda, CMK'nun 232/6. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında uygulanan kanun maddelerinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği gözetilerek hüküm fıkrasında sonuçları bakımından farklılık arz eden TCK'nun 54. maddesinin birinci veya dördüncü fıkralarından birinin takdir edilerek müsadere hususunda bir karar verilmesi gerekirken,
Mahkemece suça konu yerde bulunan sabit tesis niteliğindeki bir adet taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 93/3. maddesi yollaması ile TCK'nun 54. maddesine göre müsaderesine karar verilmek suretiyle hüküm fıkrasında müsadereye esas yasal dayanak olarak sadece TCK'nun 54. maddesinin gösterildiği anlaşılmakla;
Suça konu yerde bulunan sabit yapının müsaderesine dayanak olarak TCK'nun 54. maddesinin hangi fıkrasının uygulandığının açıkça belirtilmemesi nedeniyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı hüküm kurulması yönünden de kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.