Esas No: 2021/7131
Karar No: 2022/6907
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7131 Esas 2022/6907 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/7131 E. , 2022/6907 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVALILAR : Hazine vd.
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Salihli Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı Hazine-Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine şeklinde karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili Salihli ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan dava ve temyize konu eski 1538 parsel sayılı 5.315,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 104 ada 17 parsel numarasıyla ve 5.044,53 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 1389 parsel sayılı 9.292,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 104 ada 15 parsel numarasıyla ve 7.298,98 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Kadastro komisyonu tarafından itirazı reddedilen davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazlarının yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla, eski hale getirilmesi istemiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmış ve yargılama sırasında taşınmazlarındaki yüzölçümü eksikliğinin taşınmazlarına komşu olan yol ile 104 ada 19 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını belirterek Hazine ve ... ile 104 ada 19 parselin malikleri ... ve müştereklerini davaya dahil etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 104 ada 15 parsel (eski 1389 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitine, 15.04.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide “A” harfi ile gösterilen 1.286,79 metrekarelik bölüm ile “B” ile gösterilen 907,01 metrekarelik bölümün eklenerek 9.492,78 metrekare yüzölçümü ile çekişmeli 104 ada 17 parsel (eski 1538 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitine, aynı tarihli rapora ekli krokide ”C” ile gösterilen 982,51 metrekarelik bölümün eklenip, “B” ile gösterilen 907,01 metrekarelik bölümün çıkarılarak 5.120,03 metrekare yüzölçümü ile ve 104 ada 19 parsel (eski 1255 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitine, aynı tarihli rapora ekli krokide “D” ile gösterilen 803,03 metrekarelik bölümün eklenip, ”C” ile gösterilen 982,51 metrekarelik bölümün çıkarılarak 3.682,73 metrekare yüzölçümü ile 104 ada 22 parsel (eski 1253 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitine, aynı tarihli rapora ekli krokide “E” ile gösterilen 727,47 metrekarelik bölümün eklenip, ”D” ile gösterilen 803,03 metrekarelik bölümün çıkarılarak 12.487,34 metrekare yüzölçümü ile ve 104 ada 26 parsel (eski 1626 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitine, aynı tarihli rapora ekli krokide “E” ile gösterilen 727,47 metrekarelik bölümün çıkarılarak 47.622,38 metrekare yüzölçümü ile tapuya tesciline, 104 ada 16 parsel (eski 506 parsel), 104 ada 14 parsel (eski 1252 parsel), 104 ada 18 parsel (eski 1539 parsel) ve 104 ada 20 parsel (eski 1256 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine-Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun her iki davalı yönünden de kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın, davalı ... yönünden 6100 sayılı HMK'nin 114/(1)-d ve 115/(2) maddesi uyarınca ve haklarında yöntemince açılmış dava bulunmamasına rağmen davalı hale getirilen yeni 104 ada 22 parsel sayılı taşınmaz malikleri dahili davalılar ... mirasçıları (yeni 104 ada 22 parsele ilişkin olarak) ile 26 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden pasif husumet ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davanın dahili davalılar Hazine, ... ile yeni 104 ada 19 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan dahili davalılar ... mirasçıları, ... ve ... yönünden kabulüne, yeni 104 ada 15 parsel (eski 1389), yeni 104 ada 17 (eski 1538) ve yeni 104 ada 19 (eski 1255) parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptaline, 15.04.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve uygulamada Salihli-... karayolunda bırakılan 1.286,79 metrekarelik bölümün yoldan çıkartılarak, davacıya ait yeni 104 ada 15 (eski 1389) parsele eklenerek; (B) harfi ile gösterilen ve davacıya ait yeni 104 ada 17 (eski 1538) parselde gösterilen 907,01 metrekarelik bölümün, yeni 104 ada 17 (eski 1538) parselden çıkartılarak, davacıya ait yeni 104 ada 15 (eski 1389) parsele eklenerek, neticeten, yeni 104 ada 15 (eski 1389) parsel sayılı taşınmazın 9.492,78 m2 yüzölçümü ile ve aynı tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen ve uygulamada davacıya ait yeni 104 ada 17 (eski 1538) parselde gösterilen 907,01 metrekarelik bölümün, yeni 104 ada 17 (eski 1538) parselden çıkartılarak; (C) harfi ile gösterilen ve dahili davalılar ... ve müştereklerine ait yeni 104 ada 19 (eski 1255) parselde gösterilen 982,51 metrekarelik bölümün, yeni 104 ada 19 (eski 1255) parselden çıkartılarak, davacıya ait yeni 104 ada 17 (eski 1538) parsele eklenerek, neticeten, yeni 104 ada 17 (eski 1538) parsel sayılı taşınmazın 5.120,03 metrekare yüzölçümü ile; yeni 104 ada 19 (eski 1255) parsel sayılı taşınmazın 2.879,70 metrekare yüzölçümü ile tespit ve tapuya tescillerine, Haklarında yöntemince dava açılmadığı anlaşılan, yeni 104 ada 22 (eski 1253), yeni 104 ada 26 (eski 1626), yeni 104 ada 14 (eski 1252), yeni 104 ada 16 (eski 506), yeni 104 ada 18 (eski 1539) ve yeni 104 ada 20 (eski 1256) parsel sayılı taşınmazlar hakkında düzenlenen kadastro tutanak asıllarının olağan usullere göre kesinleştirilerek tapuya tescil işlemleri sağlanmak üzere Salihli Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin "Hgm-Geoportal" sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmesi, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişilerinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişileri haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesince, uygulama kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmadığı gibi taraf teşkili de sağlanmamıştır. Şöyle ki; davacı tarafın talebi, uygulama kadastrosu sonucunda taşınmazına ait olan bir kısmın yolda bırakıldığı iddiasına yönelik olup davanın bu niteliği gereği tescil harici bırakılan yerler için açılan davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasım konumundadır. Ancak Mahkemece, ilgili kamu tüzel kişileri olarak ilçe ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da davada yer alması gerektiği gözden kaçırılmış ve yöntemince taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Öte yandan, dava konusu taşınmazlara ait tesis kadastrosu sırasında düzenlenen pafta haritası, ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü cetveli, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları dosya arasına getirtilmemiş; diğer taraftan dosya arasında bulunan fen bilirkişi raporu, taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirtir, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklar içerikte hazırlanmamıştır. Ayrıca anılan raporda, davaya konu olan ve yol ile sınırı yanlış belirlendiği iddia edilen taşınmazların evveliyatında 201 tesis kadastrosu parseli olduğu, 201 parselin 18.10.1957 tarihinde yapılan ifrazı neticesinde 459, 460, 461 ve 462 parsellerin oluştuğu, oluşturulan 459 parselin 12.11.1957 tarihinde yapılan ifraz işlemi neticesinde 465 ve 466 parsellerin oluştuğu; oluşturulan 465 parselin 20.11.1969 tarihinde yapılan ifraz işlemi neticesinde 943 ve 944 parsellerin oluştuğu, 944 parselin 05.02.1992 tarihinde yapılan ifraz işlemi neticesinde 1538 ve 1539 parsellerin oluştuğu, 943 parselin 14.06.1984 tarihinde yapılan ifrazı neticesinde 1251 ve 1252 parsellerin oluştuğu, 1251 parselin 24.05.1990 tarihinde yapılan ifrazı neticesinde 1387, 1388 ve 1389 parsellerin oluştuğu belirtildiği halde, taşınmazlara ilişkin ifraz krokileri getirtilip rapor denetlenmemiş; bu ifraz krokilerinde varsa yolun nereden geçtiği üzerinde de durulmadığı gibi dava konusu taşınmazların geldi parsellerinde tesis kadastrosundan sonra kamulaştırma işlemi yapıldığının anlaşılmasına rağmen kamulaştırma işlemine ilişkin ifraz haritaları ile diğer tüm bilgi ve belgeler getirtilmemiş ve fen bilirkişi raporunda bu husus çakıştırmalı olarak ta gösterilmemiştir. Bu şekilde yöntemince taraf teşkili sağlanmadan ve eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı tarafa, davada ilgili kamu tüzel kişisi konumunda bulunan Salihli Belediye Başkanlığını ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmek üzere süre verilmeli, bundan sonra dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri toplanmalı, ayrıca yukarıda belirtilen belge, harita ve fotoğraflardan eksik olanların dosya arasına getirilmesi suretiyle dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita ya da jeodezi mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olup halen varlığını sürdüren doğal ya da yapay sabit sınırlarının bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosundaki sınırlarının neresi olduğu, bu sınırlarda zaman içerisinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, sınır ihtilafı olmuş ise taşınmazlar arasındaki sınırlar ve taraf gösterimleri, eldeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alınarak, varsa hataların nereden kaynaklandığı belirlenmeye çalışılmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar teknik bilirkişilere harita üzerinde işaretlettirilmeli, üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan; yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılması ve ayrıca hazırlanacak raporda ifrazdan sonra oluşan pafta, kamulaştırma haritası ve uygulama kadastrosu paftası çakıştırılarak aynı kroki üzerinde farklı renklerle gösterilmesi istenilmeli, yapılan kamulaştırma işleminin davacıya ait parselin yüz ölüçümüne ve sınırlarına etkisi irdelenmeli, bununla birlikte taşınmazların tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırlarını ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırlarını bir arada ve farklı renkli kalemlerle gösteren, krokili, denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, dosyanın HMK'nin 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.