Esas No: 2022/1965
Karar No: 2022/7027
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1965 Esas 2022/7027 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/1965 E. , 2022/7027 K.Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda davanın reddedilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay mahkeme kararını bozmuştur. Ancak yeniden yapılan yargılama sonucunda bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir ve eksik araştırma sonucunda hüküm kurulmuştur. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur ve yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak 1942 yılı orman tahdidinin hukuki geçerliliği değerlendirilmelidir. Bu işlemde 6831 sayılı Orman Kanunu, Orman Kadastrosu ve Uygulanması Hakkında Yönetmelik ve Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin ilgili maddeleri dikkate alınmalıdır.
Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Kanunu
- Orman Kadastrosu ve Uygulanması Hakkında Yönetmelik
- Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığına, hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda 1942 yılında 3116 sayılı Kanun'a göre yapılan orman tahdidinin hakem kararı ile iptal edilmesi nedeniyle 1976 yılında yapılan çalışma sonucu düzenlenen orman tahdidine göre uygulama yapıldığı ancak sözkonusu hakem kararı dosya arasına alınarak bu kararın dava konusu taşınmazı etkileyip etkilemediği değerlendirilmediğine, bu nedenle Mahkemece 1942 yılında yapılan orman tahdidine ve sonraki aplikasyon ile 2. madde uygulamalarına (birden fazla uygulama varsa tamamına) ilişkin tüm evrakların getirtilerek Orman ve harita mühendisleri aracılığıyla yapılacak keşifte usulünce uygulanarak 1942 yılında yapılan tahdidin iptaline dair olan hakem kararının dava konusu taşınmazı etkileyip etkilemediği değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesine" değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Oysa ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamında belirtilmesine rağmen 1942 yılında yapılan tahdidin iptaline dair olan hakem kararının dava konusu taşınmazı etkileyip etkilemediğini değerlendirilmemiş, bu doğrultuda yapılan orman kadastro çalışmaları hukuken irdelenmemiş, orman sınırının belirlenmesinde hükme esas alınan 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin evrakları dosya arasına alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak ve bozma gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde Mahkemece, 1942 yılında yapılan orman tahdidine ve sonraki aplikasyon ile 2. madde uygulamalarına (birden fazla uygulama varsa tamamına) ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin tüm işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit haritası ilgili yerlerden getirtilip halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanun'un 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek en az 6-7 adet orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu 1/10000 ve 1/5000 ölçekli genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa bunların tümü harita üzerinde gösterilerek, taşınmazın konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, 1942 yılında yapılan tahdidin iptaline dair olan hakem kararının yalnız Muratpaşa Vakfına ait tapulu taşınmazları ilgilendirdiği ve diğer taşınmazlar yönünden 1942 yılı orman kadastrosunun hukuki geçerliliğini koruduğu da gözetilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları, yukarıda gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.