Esas No: 2021/12833
Karar No: 2022/7028
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/12833 Esas 2022/7028 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/12833 E. , 2022/7028 K.Özet:
Bozma ilamında, davalılara dava dilekçesi ve duruşma günü Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ ettirilmek suretiyle dosyada taraf teşkilinin tamamlanması gerektiği, davada yer alan tüm tarafların savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınması gerektiği belirtilerek, yapılan yargılama usul hatası içerisinde olduğu için davanın taraflarının savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınamadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilip hüküm kurulmasının mutlak bozma nedeni olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında orman sınırının belirlenmesinde esas alınan 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin evraklar dosya arasına alınmadığı, yapılan işlemde eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle kararın bozulduğu belirtilir. Yeniden yapılacak keşifte, 1942 yılında yapılan orman tahdidine ve sonraki aplikasyon ile 2. madde uygulamalarına ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin belgelerin dosyaya alınması, tüm teknik esaslara uyularak yerinde keşif yapılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm delillerin değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlgili kanun maddeleri ise şöyle; 4999 sayılı Kanun, 6831 sayılı Orman Kanunu, Orman Kadastrosu ve aynı Kanun'un 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliği.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "davalılara Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilmek suretiyle dosyada taraf teşkilinin tamamlanması, davada yer alan tüm tarafların savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınması, tarafların iddia ve savunmalarında belirttikleri deliller toplandıktan sonra sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili yöntemince tamamlanmadan, hukukî dinlenilme hakkı gözardı edilerek, davanın taraflarının savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınmadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının esaslı bir usûl hatası olup mutlak bozma nedeni olduğuna ve bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazları incelenmediğine" değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında orman sınırının belirlenmesinde esas alınan 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin evraklar dosya arasına alınmamış, çalışmanın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde Mahkemece, 1942 yılında yapılan orman tahdidine ve sonraki aplikasyon ile 2. madde uygulamalarına (birden fazla uygulama varsa tamamına) ve 4999 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin tüm işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit haritası ilgili yerlerden getirtilip halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanun'un 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek en az 6-7 adet orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu 1/10000 ve 1/5000 ölçekli genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa bunların tümü harita üzerinde gösterilerek, taşınmazın konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları, yukarıda gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.