Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7394 Esas 2022/6989 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7394
Karar No: 2022/6989
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7394 Esas 2022/6989 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir kullanım kadastrosuna itiraz davası, İstanbul Ümraniye'deki bir taşınmazda Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemi sonrasında açılmıştır. Davacı, taşınmazın kendi kullanımında olduğunu iddia ederek, beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının zilyet olduğunu tespit ederek, talebi kabul etmiştir. Ancak Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırarak davanın reddine karar vermiştir. Ancak karar, davacının taşınmazın bir bölümünü kullandığına dair delillerin mevcut olduğu dosya kapsamında yanlış değerlendirilerek verilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da, davada bahsedilen 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. ve 373/2. maddeleri sayılmıştır.
8. Hukuk Dairesi         2021/7394 E.  ,  2022/6989 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine şeklinde karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sırasında, ... ili Ümraniye ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 296 ada 1 parsel sayılı 674,25 m2 yüzölçümlü taşınmaz, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., taşınmazın kendi kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, beyanlar hanesinde adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 296 ada 1 parselde 05.03.2018 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 480 m² yere 1992 yılından beri davacı ...'nun zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş, hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, zilyetlik olgusunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, bu kararın dosya kapsamında toplanan delillere uygun düştüğü söylenemez. Şöyle ki; mahallinde 03.10.2017 tarihinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanığı ..., davacı ...’nun dava konusu yeri 1990’lı yıllarda ...’den satın aldığını ve davacının kullandığını; davacı tanığı Adem ..., dava konusu yeri davacının ...’den satın aldığını ve davacı tanığı Yüksel Şenol, davacının dava konusu yeri ...’den satın aldığını, vergilerini ödediğini, yılda bir defa arsasını görmeye geldiğini ifade etmiştir. Diğer yandan, dosya içerisinde, davacının taşınmazı ...’den 01.06.1992 tarihinde satın aldığına ilişkin bir satış senedi ve 1990 yılından 2001 yılına kadar arsa vergisi ödediğine ilişkin muhtelif tarih ve sıra numaralı emlak vergisi tahakkuk fişleri ile tahsilat makbuzları bulunmaktadır.
    Bu itibarla; dosya kapsamında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 296 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 05.03.2018 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 480 m2 yerin tespit tarihi öncesinden itibaren davacının kullanımında olduğu anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 10.12.2020 tarihli ve 2019/2498 Esas, 2020/1965 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK'nin 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara