Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4972 Esas 2022/6990 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4972
Karar No: 2022/6990
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4972 Esas 2022/6990 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar 106 ada 9, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarda paylarının olduğunu ve bu parsellerin kullanım kadastrosunda yanlış tespit edildiği gerekçesiyle dava açmışlardır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vererek payların tespitine hükmetmiştir. Ancak istinaf sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Temyiz sonucu Yargıtay ise delillerin takdirinde hata yapıldığına karar vererek Bölge Adliye Mahkemesinin kararını bozmuştur.
Kullanılan Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 ve 373/2 maddeleri
8. Hukuk Dairesi         2021/4972 E.  ,  2022/6990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu Tespitine İtiraz
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı ..., davalı ... ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sırasında, ... ili ... ilçesi ... Köyü / Mahallesi çalışma alanında bulunan 106 ada 9 parsel sayılı 597,17 m2 yüzölçümündeki, 106 ada 10 parsel sayılı 1.219,59 m2 yüzölçümündeki ve 106 ada 11 parsel sayılı 617,86 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 106 ada 9 parselin Hamdi Kazdali'nin, 106 ada 10 parselin ...'ın ve 106 ada 11 parselin ... ve Yakup Kılıç' ın kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazda 400 m2 yerin murisleri ...’den kaldığını iddia ederek beyanlar hanesinde payları oranında adlarına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, bilirkişinin raporunda A harfi ile gösterilen 154,45 m2'lik yerin 106 ada 10 nolu parselden, B harfi ile gösterilen 202,20 m² yerin 106 ada 9 nolu parselden, C harfiyle gösterilen 20,47 m² yerin 106 ada 11 nolu parselden ifraz edilerek tek parsel olarak yazılmasına ve bu kısım üzerinde davacıların murisi ...' nin zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş, hükme karşı davalılar Kadastro Müdürlüğü, ... ve ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, zilyetlik olgusunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, bu kararın dosya kapsamında toplanan delillere uygun düştüğü söylenemez. Şöyle ki; davacı tarafın dayandığı 06.09.1971 tarih ve 18112 yevmiye nolu noter senedinin incelenmesinde, davacıların murisi ...'nin, satıcı ...’tan, ... ve ...’a komşu olduğu belirtilen 400 m2 yeri satın aldığı görülmekte olup, bilahare, dava konusu yer için 14.06.1985 tarihinde davacıların murisi ... adına tapu tahsis belgesi düzenlendikten sonra ilgili belge idarece 06.09.1990 tarihinde iptal edilmesi üzerine, ... 1. İdare Mahkemesinin 1990/1610 Esas 1993/79 Karar sayılı ilamıyla davacıların murisinin bu yerde bulunan iki odalı gecekonduda ikamet ettiği gerekçe gösterilerek belgenin iptaline ilişkin işlemin iptaline karar verilmiş ve yine ... 8. İdare Mahkemesinin 2011/1672 Esas ve 2012/1026 Karar sayılı kararıyla da "Tapu tahsis belgesine konu yerin evveliyatının orman olması ve 2/B'ye çıkarılmış olması nedeniyle tahsise konu olamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş olup, bu haliyle, davacıların murisi ...’nin, 1970'li yıllardan kullanım kadastrosunun yapıldığı 2010 yılına kadar dava konusu yerde ikamet ettiği ve bu yeri kullandığı anlaşılmaktadır.
    Yine dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/333 Esas, 1997 Karar sayılı 10.07.1997 tarihli ilamının incelenmesinde de, davacı ...' ın, davacıların murisi ..., Bahattin Çelebi ve ... aleyhine, müdahalenin men'i ve tazminat talebinde bulunarak, ...’nin inşaat yaparken kendi yerine tecavüz ettiğini, hafriyat yaptığını, duvarını ve foseptiğini kırdığını iddia ettiği, ...’nin savunmasında tapu tahsis belgesine göre hak sahibi olduğu 400 m2 yer üzerinde tasarrufta bulunduğunu ifade ettiği ve Mahkemece, ... kullanımında olan yere ilişkin olarak davacı taraf lehine müdahalenin men'ine karar verildiği ve buna göre, tarafların dava konusu yerde bu tarihte komşu oldukları ve davacıların murisi ...’nin bu mevkide 400 m2 yeri kullanmakta olduğu anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, mahallinde 08.04.2016 tarihinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıklarından ... beyanında, komşu parsel maliki olduğunu, 1965 yılından beri dava konusu taşınmazın bulunduğu mevkide oturduğunu, davacıların murisi ...’nin dava konusu yeri 1971 yılında ...’tan satın aldığını, 2010 yılına kadar üzerinde bulunan gecekonduda yaşadığını, hastalanarak çocuklarının yanına taşındığında gecekondunun ...’ın çocukları tarafından yıkıldığını, Fatma’nın ise 2011 yılında öldüğünü, dava konusu yerin davalı taraf adına yazıldığını öğrendiklerinde sorunu çözmek için kendisinin ...’a gittiğini, Hamdi’nin kendisine bu yerin ... mirasçısına ait olduğunu ancak ...’ın kendi adına yazdırdığını söylediğini ifade etmiş; aynı keşifte dinlenen davacı tanığı ... ise, dava konusu boşlukta ...’nin bir gecekondusunun bulunduğunu ve burada oturduğunu bildiğini ifade etmiştir.
    Bu itibarla; dosya kapsamında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 106 ada 10, 9, 8 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kalan ve 22.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 154,45 m2, B harfi ile gösterilen 202,20 m2 ve C harfi ile gösterilen 20,47 m2 yerlerin, kullanım kadastro tespit tarihi olan 2010 yılından çok önceleri 1971 yılında davacıların murisi ... tarafından satın alındığı ve tespit tarihine kadar da kullanımında bulunduğu anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince, bu bölümlere ilişkin davanın kabulü ile tapunun beyanlar hanesine ... mirasçıları lehine kullanıcı şerhi verilmesine hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 29.03.2019 tarihli ve 2018/1848 Esas, 2019/439 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK'nin 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara