Esas No: 2020/6991
Karar No: 2022/10587
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6991 Esas 2022/10587 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/6991 E. , 2022/10587 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 ve 5607 sayılı Yasalara muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Gümrük İdaresi vekilinin sanık hakkında 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Kamu davasının niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanığın temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;
Sanığa 01.07.2016 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükmü CMUK'nun 310/1. maddesinde öngörülen 1 haftalık yasal süresinden sonra 12.07.2016 tarihinde sanığın temyiz ettiği anlaşılmakla, sanığın temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
III- Katılan ... İdaresi vekilinin sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Olay tutanağına göre, göndericisi ..., alıcısı ... olan kargo kolisi içerisinde 38 adet kayıt dışı cep telefonu ele geçirildiği, sanık ...'ın aşamalardaki savunmalarında suça konu kargoyu göndermediğini, olayla ilgisi olmadığını savunarak suçlamayı kabul etmediği anlaşılmakla, dava konusu kargo gönderisine ait kabul belgelerini düzenleyen kargo görevlisi tespit edilip dinlenilerek, söz konusu kargo paketini kimin yolladığı sorulup teşhis yaptırılması, ilgili kargo şubesinde teşhise imkan verecek kamera kayıtlarının olup olmadığının araştırılması ve kargo paketine ait kargo kabul belgeleri dosyaya celp edilip, imza bulunması halinde sanığın imzaları ile mukayese yaptırılması, aynı şekilde suç tarihi ve öncesine ait kargo gönderi fişi üzerinde yazan telefon numarası ile sanıklar ..., ..., ...'e ait dosyada mevcut telefon numaralarına ait HTS kayıtları getirtilmek suretiyle aralarında telefon görüşmesi olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre sanık ...'ın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre ise;
1) Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası kapsamında ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2) Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK'nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın Geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK'nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 16.05.2013, iddianame düzenleme tarihinin 24.10.2014 olduğu,
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi 2018/1898 Esas 2018/3032 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/244 Esas, 2018/221 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 26.11.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.03.2015 olduğu,
Kesinleşen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/231 Esas, 2014/568 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 03.03.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.03.2014 olduğu,
Anılan dosyalarda sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi, kesinleşen dosyanın da aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınarak, sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve kesinleşmiş cezanın mahsup edilip edilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
4) 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.