Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13471 Esas 2022/6991 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13471
Karar No: 2022/6991
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13471 Esas 2022/6991 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kadastro Mahkemesi'nde görülmekte olan bir kadastro tespitine itiraz davasında, davalıların bir kısmının husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalıların davanın kabulüne karar verildi. Ancak temyiz edilmesi üzerine, 130 numaralı tapu kaydının hukuki değerini yitirmediği ve kazandırıcı zamanaşımı koşullarının tamamlanmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesi, HMK'nin Geçici 3. maddesi ve HUMK'un 428 ve 440/I maddeleri belirtildi.
8. Hukuk Dairesi         2021/13471 E.  ,  2022/6991 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadatro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kadastro sırasında, ... ili Fatsa ilçesi ... Köyü Mahallesi çalışma alanında bulunan 150 m2 yüzölçümlü 14 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    Davacı ... Özyurt tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
    Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, dava konusu 14 ada 13 parsel sayılı taşınmazın dosya arasında bulunan 14.03.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre payları oranında Emine Özyurt mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve arkadaşları vekili, davalı ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, 1926 Temmuz tarih 130 numaralı tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği ve Kadastro Kanun'un 13 B-c hükmüne göre, tapu kayıt malikinin ölümünden itibaren ve dava tarihi olan 06.01.1977 tarihinden geriye doğru 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı koşullarının, davacı ... lehine gerçekleştiği gerekçesiyle, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Davacı tarafça iptali istenen Temmuz 1926 tarih 130 sıra numaralı tapu kaydında aşağıda belirtilen malikler dışında kalan pay maliklerinin payları ölüm tarihlerinden itibaren 20 yıl içerisinde tedavül görmemiş ve davacı ...’nin zilyetlik süresi de pay maliklerinin ölümünden itibaren dava tarihine kadar çekişmesiz ve aralıksız olarak 20 yılı geçmiş ise de, nüfus kayıtlarına göre, 20/240 pay maliki olan Süleyman zevcesi Zekiye’nin 10.10.1962 yılında öldüğü, davacı ...'nin de Zekiye mirasçılarından olduğu için ve elbirliği malikleri arasında kazandırıcı zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden tapu kaydının 20/240 Zekiye payı yönünden hukuki değerini korumakta olduğu açıktır.
    Diğer yandan, 16/240 pay maliki olan Ömer kızı ...’in 1968 yılında halen sağ iken payını tapuda ...’ya devrettiği, ...’nun davanın açılmasından sonra 1981 yılında öldüğü, buna göre, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dava tarihi olan 06.01.1977 tarihi itibariyle henüz başlamadığı anlaşılmaktadır.
    Buna göre; Kadastro Kanun'un 13/B-c maddesinde yer alan düzenleme karşısında, Temmuz 1926 tarih ve 130 sıra numaralı tapu kaydının, 20/240 Zekiye payı ve 16/240 İbrahim payı yönünden zilyet davacı lehine hukuki değerini yitirdiği söylenemez.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere tapu kaydının 20/240 Zekiye payı ve 16/240 ... payı yönünden hukuki değerini koruduğu gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı taraf lehine oluşan kazanılmış haklar da gözönünde tutulmak suretiyle, yeniden değerlendirme yapılıp bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Kütükçü ve arkadaşları vekilinin, davalı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara