Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7157 Esas 2022/6962 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7157
Karar No: 2022/6962
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7157 Esas 2022/6962 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Burhaniye Kadastro Mahkemesi'nde görülen ve davacı Hazine'nin uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının yüzölçümünün eksildiğini iddia ettiği dava sonucunda verilen karar, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddedilmesiyle onanmıştır. Yapılan teknik bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazlar arasındaki sınırların ilk tesis kadastrosunda belirlenen sınırlara uyularak belirlendiği ve uygulama kadastrosu sırasında hesap hatası bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Karara karşı yapılan temyiz başvurusu ise reddedilmiştir.
Kanunlar:
- Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi
- 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi
- 29.11.2006 tarihli ve 26361 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik
8. Hukuk Dairesi         2021/7157 E.  ,  2022/6962 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Burhaniye Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında Burhaniye Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Uygulama kadastrosu sırasında, ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan 1371 ada 16 parsel sayılı 3.039 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 2.969,49 m2 yüzölçümlü olarak; davalı adına kayıtlı 1371 ada 15 parsel sayılı 5.439 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, 5.465,53 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve yanlışlığın davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; keşiften sonra alınan teknik bilirkişi heyeti raporunda davacı ... Hâzinesine ait 16 nolu parsel ile davalı 15 nolu parsel ile olan arasımdan kısmen değişebilir, kısmen geçerli, kısmen sabit sınır tipinde belirlendiği, ilk kadastro sının ile örtüştüğü, yüzölçüm azalmasının ilk tesis ve uygulama kadastrosu sınırlandırmalarından kaynaklanmayıp ilk tesis kadastro çalışmalarındaki yüzölçüm hesaplarının klasik yöntemle yapılması ve son yapılan uygulama kadastrosunda ise sayısal olarak hesaplanmasından kaynaklandığını belirttikleri, mahalli bilirkişinin dava konusu taşınmazlar arasındaki sınırda set olarak duvar bulunduğu duvarın yaklaşık 150-200 yıllık olduğunu beyan ettiği, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu 1317 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davaya konu 15 parsel sayılı taşınmaz ile güneyden komşu olduğunu, aralarında dikdörtgen şeklinde birbirine geçmeli bir sınır mevcut olduğunu, sınırın güneybatı da kod farkı nedeniyle yaklaşık 2 metrelik yer yer biraz yıpranmış ve çökmüş bir taş duvarın ayırdığını, doğuda ise fazla kod farkı olmamakla birlikte 1 metreye yakın yükseklikte genişçe bir taş duvar ile ayrıldığını, taşınmazın sınırlarının sabit olduğunu beyan ettiği sonuç olarak fen bilirkişilerinin yapmış olduğu ölçümler neticesinde düzenlediği haritalarda kadastro paftası ile 22/A çalışmalarının uyumlu olduğunun anlaşıldığı, ilk tesis kadastro haritası ile yenileme haritasının birbiriyle örtüştüğü ve ortofoto uygulamasıyla bu durumun desteklendiği, bilirkişi heyeti raporunun hükme esas almaya elverişli olduğu ve buna göre Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmanın, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesiyle 29.11.2006 tarihli ve 26361 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğe uygun olduğu vicdani kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 1371 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanakları gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hükme karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle Yasa'ya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan teknik bilirkişiler raporunda bildirilen hususlar ile özellikle ilk tesis kadastrosunda ki davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün sayısal olarak hesaplandığında 0,86 m2'lik bir fark oluştuğunun bildirilmesine ve böylelikle tesis kadastrosu sırasında hesap hatası bulunduğunun anlaşılmasına, öte yandan teknik bilirkişi raporu ve eki kroki incelendiğinde yapılan uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazlar arasındaki sınırların ilk tesis kadastrosunda belirlenen sınırlara uyularak belirlendiğinin anlaşılmasına, bir an için davalı vekilinin 22.06.2018 tarihli duruşmada açılan davayı 26,23 m2 miktar ile sınırlı olarak kabul ettiği ileri sürülebilir ise de taşınmaza yönelik davada anılan beyanın keşiften önce belirtilmesine ve keşiften sonra davalı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği gözetildiğinde duruşmada sunulan beyanın kabul olarak nitelendirilmesinin mümkün olmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı açıklanarak, davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.l maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara