Esas No: 2021/21497
Karar No: 2022/10666
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21497 Esas 2022/10666 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/21497 E. , 2022/10666 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında hükümlülük, sanık ... hakkında beraat
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Açılan kamu davasının niteliğine göre, 5809 sayılı Kanuna aykırılık suçundan doğrudan zarar görmeyen ve ilgili kanunlarda da açılan kamu davasına katılması hususunda özel bir hüküm bulunmayan, dolayısıyla hükmü temyiz etme hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak REDDİNE,
II- Suçtan zarar gören ... Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ... Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun davadan haberdar edilmeksizin ve yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması nedeniyle CMK'nun 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyiz etme hakkı bulunduğu kabul edilerek ve şikayetçi vekilinin temyiz dilekçesi içeriğine göre temyiz isteğinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre suçtan zarar gören ... Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
III- Sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde ise;
Sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz dilekçesi içeriğine göre temyiz isteğinin, sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1- Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Kanunun geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Mahkemece cep telefonu ticareti ile uğraşan sanığın işyerinde ele geçirilen klonlu cep telefonlarını satışa hazır halde bulundurması eylemi nedeniyle, 5809 sayılı Kanunun 55/2. maddesi göndermesiyle 63/9. maddesinden hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanunun 55/1. maddesi göndermesiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Suç tarihinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nun 231/8. fıkrasına eklenen cümle gereği her ne kadar denetim süresi içinde kasıtlı suç işlenmesi hâlinde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez ise de, CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün maddi hukuka yönelik sonuçları olacağı gözetilip 5237 sayılı TCK'nun 7/2. maddesi uyarınca suç tarihinde sanığın lehine olan hükmün uygulanacağı cihetle, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmayan, suç tarihi itibarıyla CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel adli sicil kaydı bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanık hakkında, CMK'nun 231/6-b hükmü uyarınca, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşan kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile değişik ve suç tarihi itibariyle uygulanması mümkün olmayan CMK'nun 231/8. maddesindeki gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.