Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/3459 Esas 2022/10764 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/3459
Karar No: 2022/10764
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/3459 Esas 2022/10764 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2020/3459 E.  ,  2022/10764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nun 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı 7 gün olarak öngörülen temyiz süresinin 15 gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay'dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nun 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin 1 hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifadeler kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı CMUK ve 5271 sayılı CMK'da farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütler oluşması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 13/10/2015 tarih, 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2016 tarihli (Başvuru Numarası: ...) ve 22/09/2016 tarihli (Başvuru Numarası: ...) kararlarına göre bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması, ayrıca, hükümde yasa yolu gösterilirken, temyiz süresinin, yüzüne karşı hüküm verilen sanık için hükmün tefhiminden, yokluğunda karar verilen katılan ... İdaresi için gıyabi kararın tebliğinden itibaren 7 gün olduğunun belirtilmesi gerekirken yanıltıcı şekilde "tebliğden itibaren 15 gün içerisinde" denilmesi nedeniyle sanığın ve katılan ... İdaresi’nin temyiz taleplerinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma
    aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Kabule göre de,
    1-Suçtan doğrudan zarar gören ve bozma öncesi hakkında katılma kararı kurulan Gümrük İdaresi, bozma sonrası yargılamadan haberdar edilmeden ve davaya katılma imkanı tanınmadan gıyabında karar verilmesi,
    2-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilen ve kesinleşen cezanın mahsubu ile yetinilmesi gerekirken netice cezadan düşülmesi suretiyle hüküm kurulması,
    3-Ele geçen kaçak eşyanın, 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK'nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    4-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ...’nın davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan ... İdaresi’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara