Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/7817 Esas 2013/240 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7817
Karar No: 2013/240
Karar Tarihi: 15.01.2013

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/7817 Esas 2013/240 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2011/7817 E.  ,  2013/240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 15.01.1998-13.05.1998 ve 17.10.1999-28.11.2005 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 15.10.1998-13.05.1998 tarihleri arasında 118 gün ve 17.10.1999-03.10.2003 tarihleri arasında 1411 gün davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına 03.10.2003 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, bir kısım dönem bordrolarının geldiği, davacının 27.05.1998-27.11.1999 tarihleri arasında askerlik hizmetini ifa ettiği, davacı ile davalı arasında 02.10.2003 tarihli hizmet akdinin imzalandığı, davacının 03.10.2003 tarihinde işe girdiğini ve 20.11.2005 tarihinde işten çıktığını içeren davacı tarafından imzalanmış işten ayrılma bildirgesinin bulunduğu, asker bonservisi belgesinden davacının davalı işyerinde 15.05.1998-20.11.2005 tarihleri arasında çalıştığının davalı şirket kaşesi ile tasdiklendiği, ancak dinlenen tanıkların yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı ve bu kadar uzun süreli bir çalışmanın tespiti için yeterli olmadığı ve kararın gerekçesi ile hükümde tespitine karar verilen tarihler arasında uyuşmazlık olduğu buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirterek, dönem bordolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki uyuşmazlığı gidererek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan......"ne iadesine 15/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara