Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17299 Esas 2022/7222 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17299
Karar No: 2022/7222
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17299 Esas 2022/7222 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davada, kullanım kadastrosuna itiraz edildiğinden, 2057 ada 40 parsel sayılı 1.814,18 metrekare yüzöçümündeki taşınmazın bahçe vasfı ile kadastro tutanağına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak Hazine adına kaydedildiği belirtilmiştir. Asıl dosya davacısı, Hazine aleyhine açtığı dava ile asıl dosyada kullanıcı şerhi verilen taşınmazın 1.000 metrekare olması gerekirken kadastroda 407 metrekare olarak belirlendiği iddiasıyla mahkemece gerekli tespitin yapılması ve 1.000 metrekare olarak tapuya kaydına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya davacısı ise eksik kalan taşınmaz bölümünün 2057 ada 40 parselde kaldığı belirlendiğinden asıl dosya ile birleştirilmesi ve kullanımında bulunan alanın tamamının 1000 metrekare olarak tapuya kaydına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, süre yönünden reddettiği her iki dava için temyiz talebi üzerine yapılan incelemede, taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca Hazineye ait satış yetkisini de içeren şekilde Belediyesine devredildiği, Hazine yönünden asıl davada davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken süre yönünden ret kararı verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Anılan kanun maddesinin 2. bendinde hak sahipleri ve mevcut hakları da belirtilmek suretiyle devrin yapılacağı, 7. bendinde ise taşınmazın doğrudan satış hakkından yararlanamayacakları belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/17299 E.  ,  2022/7222 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sonucunda ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan; 2057 ada 40 parsel sayılı 1.814,18 metrekare yüzöçümündeki taşınmaz bahçe vasfı ile kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 21.02.2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapıldığı belirtilerek malik olarak ... Belediyesi adına tapu kaydı oluşmuştur.
    Asıl dosya davacısı ..., Hazine aleyhine açtığı davasında adına kullanıcı şerhi verilen 2057 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1.000 metrekare olması gerekirken kadastro sırasında 407 metrekare olarak belirlendiği iddiasıyla mahkemece gerekli tespitin yapılarak 1.000 metrekare olarak kendi adına 2/B olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen dosya davacısı ..., ... ... Belediyesi aleyhine açtığı davasında ise eksik kalan taşınmaz bölümünün 2057 ada 40 parselde kaldığı belirlendiğinden asıl dosya ile birleştirilmesi ve kullanımında bulunan alanın tamamının 1000 metrekare olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen dosyaların süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hazine tarafından belediyeye taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca devredildiği, anılan maddenin 2. bendinde, “... hak sahipleri ve mevcut hakları da belirtilmek suretiyle...” devrin yapılacağının düzenlendiği, 7. bendinde ise “Devralan idareler devraldıkları taşınmazları; hak sahiplerinin talebi üzerine fiili durumuna uygun olarak ifraz edilmek suretiyle müstakil parsel veya paylı olarak, üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlarda ise kat mülkiyeti tesisi suretiyle, bunun mümkün olmaması hâlinde paylı olarak hak sahipleri ile bunların kanuni veya bu Kanun'un yayımı tarihinden önce yapılmış olan akdî haleflerine tabi oldukları mevzuatına göre bu Kanun'da belirtilen satış ve ödeme koşullarını da dikkate alarak rayiç bedel üzerinden doğrudan satabileceği gibi; hak sahipleri taşınmazı doğrudan satın almış olsaydı Hazineye ödeyeceği bedeli devralan idarelere ödemeyi kabul etmesi hâlinde, taşınmaz kendisine ait kabul edilerek hakları karşılanmak kaydıyla devir alan idarelerin kendi projelerinde ve mevzuatlarına göre değerlendirebileceği, üzerinde yapı ve eklentileri bulunan proje alanında kalan taşınmazların üzerindeki yapılar için; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedeli ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedelin ödeneceği ya da bu bedelin, devralan idareler tarafından gerçekleştirilen projeler kapsamında hak sahiplerine verilecek taşınmazların bedelinden mahsup edileceği, bu durumda hak sahipleri, bu hakların dışında taşınmazların doğrudan satış hakkından yararlanamayacakları” hükmünün getirildiği anlaşılmaktadır.
    ... Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün dosya arasında bulunan cevabi yazılarında ... Mahallesi de dahil olmak üzere Belediye sınırları kapsamında olan ve isimleri belirtilen mahallelerde bulunan 2B niteliğindeki taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olurları ile proje alanında kalan ve uygun görülenlerin Emlak Vergi Değerleri üzerinden Belediyeye devirlerinin yapıldığını, daha sonra devredilen taşınmazların 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında hak sahiplerine satışı 10.01.2014 tarihli ve 2014/9 sayılı ... Belediyesi Encümen Kararıyla uygun görüldüğü bildirilmiştir.
    Yukarı yapılan açıklamalar ışığında; dava konusu taşınmazın, 6292 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca Hazineye ait satış yetkisini de içeren şekilde ... Belediyesine devredildiği sabittir. Belediye Encümen kararıyla bu taşınmazların kullanıcılarına satışına karar verildiğine göre, Hazine tarafından yapılan bu mülkiyet devrinin gerçek kişilere yapılan satış işlemi gibi düşünülmemesi gerekir.
    Diğer yandan asıl dava taşınmazın Belediyeye devrinden sonra Hazine aleyhine açılmış olup, Hazine yönünden asıl davada davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken süre yönünden ret kararı verilmesi de doğru olmamıştır.
    Hal böyle olunca Mahkemece, asıl dava dosyasında davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi, birleşen dava dosyası yönünden taşınmazın Belediyeye devri gerçek bir satış olmadığından ve davanın kullanıcı şerhine yönelik bulunduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ...'a iadesine, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara