Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7702 Esas 2022/11051 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/7702
Karar No: 2022/11051
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7702 Esas 2022/11051 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/7702 E.  ,  2022/11051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Asıl kararla sanık hakkında hükümlülük, müsadere; ek kararla sanığın temyiz talebinin süre yönünden reddine

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Sanığın yokluğunda verilen karar 20/10/2014 tarihinde tebligat parçasının ön yüzüne muhatap adresten taşınmış olup muhtarlık kaydı bulunmadığından iade, arka yüzüne ise adres kapalı olduğundan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince muhtara tebliğ edilmiş şeklinde şerh düşülerek tebliğ edilmiş ise de; mahalle muhtarı tarafından 27.02.2015 tarihinde tutulan tutanakta herhangi bir evrak teslim almadığını yalnızca iade hususunda kaşe basıldığının belirtilmesi ve PTT sorgulama ekranında ise evrakın iade olarak dönmesinin akabinde usule aykırı olarak yeniden tebliğe çıkarıldığının anlaşılması karşısında, yapılan tebligat işleminin usulsüz bulunduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ilişkin 19/01/2015 tarihli ek karar kaldırılarak, öğrenme üzerine sanığın 14/01/2015 tarihli temyiz talebi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
    1-Sanığın eylemine uyan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi gereğince ceza tayin edilmesi,
    2-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek;
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3- CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geriye bırakılması müessesine engel hali bulunmayan sanığın talimatla alınan savunmasında, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması müessesesinden yararlanmak istediğini ve vergi dairesinde gelen cezayı ödeyeceğini beyan ederek ödeme iradesi gösterdiğinin anlaşılması karşısında, dosya kapsamında ödenmesi gereken zarar miktarını bildirir KEMT varakası bulunmadığı da nazara alınarak, kaçakçılık suçlarında yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan miktarın kamu zararı olduğu ve bu zararın ödenmesi için süre verilerek sonucuna göre gerektiğinde CMK'nun 231/9. maddesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, "Sanığın suçtan dolayı oluşan kamu zararını karşılamayı kabul etmemesi" şeklindeki hatalı ve yerinde olmayan gerekçe ile 5271 sayılı CMUK'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    4-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    5-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
    6-Dava konusu eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara