Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1647 Esas 2022/7300 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1647
Karar No: 2022/7300
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1647 Esas 2022/7300 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, 736 ada 26 parselin tescili için açılan davada davanın reddedilmesi üzerine temyiz başvurusunda bulundu. Mahkeme, davacının taleplerine göre yetersiz araştırma yapıldığına ve çelişkili raporlar olduğuna karar verdi. Kesinleşmiş orman tahditleri, haritalar ve ölçü krokileri gibi belgelerin getirilmesi ve orman mühendisi, harita mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bir bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılması gerektiğini belirtti. Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun tespit edilmesi durumunda davacının kullanıcısı olduğu tespit edilecektir. Ek-4 maddesi uyarınca oluşturulan sınır hattının doğru olduğu ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası dışında kaldığının anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilecektir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi
- 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi
- HUMK'un 440/I maddesi
8. Hukuk Dairesi         2022/1647 E.  ,  2022/7300 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında Kocaali İlçesi Alandere Mahallesi 736 ada 27 parsel sayılı taşınmaz 4,97 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde "2/B uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır ve ...'ın kullanımındadır" şerhi vardır.
    Davacı Kadastro Mahkemesinde açmış olduğu dava ile kadastro sırasında 736 ada 27 parselin yüzölçümünün eksik belirlendiğini belirterek taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 736 ada 27 parselin tespit gibi tesciline, talep edilen A ve B bölümü yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
    Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Asliye Hukuk Mahkemesi aynı yer 736 ada 26 parsel sayılı taşınmazı davalı hale getirmiş yargılama sonunda davanın reddine 736 ada 26 parselin tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar vermiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiştir. Şöyle ki; davacının talep ettiği A ve B bölümü yönünden görevsizlik kararı öncesi kadastro mahkemesinde aldırılan fen bilirkişi raporunda A bölümün dava dışı 108 ada 6 numaralı Hazine parseli içerisinde kaldığı ve bu bölüm yönünden 2/B çalışması yapılmadığı, B bölümünün ise 736 ada 26 parsel içerisinde kaldığı belirtilmiş, görevsizlik kararı sonrası yapılan keşif sonucu aynı fen bilirkişisinden aldırılan raporda bu kez B bölümünün 736 ada 26 parsel içerisinde kalmadığı ve bu bölüme parsel numarası verilmediği belirtilmiş, A bölümünün içinde kaldığı 108 ada 6 parselinde 2/B çalışmasına konu edildiği belirtilerek ilk rapor ve ikinci rapor arasında çelişki oluşmuştur.
    Mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Ayrıca dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğundan ve bölgede yapılan orman kadastro çalışması, 2/B çalışması ve kullanım kadastro çalışmasına ilişkin sınırların belirlenmesi yönünden yapılan keşfe orman bilirkişisinin de katılımı sağlanmadan sadece fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması da doğru değildir.
    O halde Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle kesinleşmiş orman tahdit ve 2/B tutanakları, haritaları, bu haritaların tesisine esas ölçü krokisi, ölçü ve hesap çizelgeleri getirtilmeli, bundan sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir orman mühendisi, 1 harita mühendisi ve 1 fen bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, uzman bilirkişi kurulu eliyle, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesi gereğince yapılan çalışmanın, kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B çalışması tutanak ve haritalarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B haritaları ile Ek 4. madde gereğince düzeltilen 2/B kullanım kadastrosu sınırlarına ilişkin paftalar, ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların konumları işaretlenmeli; orman kadastro haritasındaki sınır noktaları, aplikasyon haritasındaki sınır noktaları ve Ek-4 çalışmasıyla düzeltilen orman sınır noktaları, kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli rapor ve harita alınarak 2/B parseli sınırı ile Ek-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sınırının çakışıp çakışmadığı; çakışmıyorsa, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası içinde kalıp kalmadığı kesin ve denetime elverişli şekilde saptanmalıdır. Yapılacak inceleme ve araştırma sonunda, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin Ek-4. madde uyarınca yapılan düzeltme sınırının dışında ancak kullanım kadastrosuna tâbi olan 2/B sahasının içinde ve davacının kullanımında olduğunun anlaşılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve kullanıcısının davacı olduğunun tespitine; Ek-4. madde uyarınca oluşturulan sınır hattının doğru olduğu ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası dışında kaldığının anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara