Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7637 Esas 2022/7405 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7637
Karar No: 2022/7405
Karar Tarihi: 27.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7637 Esas 2022/7405 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, birçok parselin sınırlarının kadastro sırasında hatalı ölçüldüğünü belirterek adına tescil istemiyle dava açmıştır. Davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine yapılan istinaf başvurusu sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Ancak, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuk güvenliği ve belirlilik ilkesi doğrultusunda tereddüte yer vermeyecek şekilde uygulanmalıdır. Bu nedenle, 27.11.2020 tarihli kararın temyiz edilebileceği kabul edilmelidir. Yapılan incelemeler sonucunda temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri: Anayasa'nın 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi, 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi, 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek 6. madde, 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2021/7637 E.  ,  2022/7405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    EK KARAR TARİHİ :15/01/2021
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiş olup, davacının Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine 15.01.2021 tarihli ek kararla temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, bu ek karar davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı ..., Hatay İli Antakya İlçesi Küçükdalyan mahallesinde bulunan hissedarı olduğu 2, 1692, 1693, 1694, 1695, 1696, 1697, 1697, 1698, 1699. 1700, 1701, 1702, 1703, 1704, 1705, 1706, 1707, 1708, 1709, 1710, 1711, 1712, 1713, 1714, 1715, 1716, 1717, 1718, 1719, 1720, 1721, 1722, 1723, 1724, 1725, 1726, 1727, 1728, 1729, 1730, 1731, 1732, 1733, 1734, 1736, 1737, 1739, 1740, 1741, 1742, 1743, 1744, 1745, 1746, 1747, 1748, 1749, 1750, 1794, 1795 ve 1875 parsel sayılı taşınmazların kadastro sırasında sınırlarının hatalı ölçüldüğünü ileri sürerek, eksik ölçülen kısımların hissesi oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın görev yönünden reddi ile Mahkemenin görevsizliğine, davacının idareye başvurmakta muhtariyetine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusu kesin olarak esastan reddedilmiş, davacının Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine 15.01.2021 tarihli ek kararla kararın kesin olduğundan bahisle temyiz isteminin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Anayasa'nın 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır. Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır.
    28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
    Yukarıda açıklandığı üzere Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuk güvenliği ile hukuki belirlilik ilkesi, 28.07.2020 tarihli ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi karşısında, tereddüte yol açan usul kurallarının hakkaniyete halel getirecek kadar aşırı şekilci olarak uygulanmaması ve adalet duygusunun rencide edilmemesi gerektiği de gözetildiğinde 27.11.2020 tarihli karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilmelidir.
    Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ışığında, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak, temyiz talebinin esastan incelenmesine geçildi.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine ve davacı tarafından uygulama kadastrosuna yönelik usulüne uygun bir davanın açılmadığının anlaşılmasına göre temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,  80,70 TL temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara