Esas No: 2020/5907
Karar No: 2022/11430
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/5907 Esas 2022/11430 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/5907 E. , 2022/11430 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet, bozulmuş ve değiştirilmiş gıda veya ilaç ticareti
HÜKÜM : Her iki suç nedeniyle sanık ... hakkında beraat; sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Gümrük İdaresi vekilinin 5237 sayılı TCK'nun 186. maddesine aykırılıktan sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda ticareti suçundan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin atılı suça ilişkin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gözetilerek Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Katılan Gümrük İdaresi vekilinin sanık ... hakkında kaçakçılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, katılan Gümrük İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
III-Sanık ...’un 5237 sayılı TCK'nun 186. maddesine aykırılıktan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç konusu ilaçların analiz sonuçlarına göre; “kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş veya değiştirilmiş” ilaç niteliğinde olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanık ...’un hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ...’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
IV- Sanık ...’un kaçakçılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; ise;
1- Dosya içinde bulunan 18.09.2013 tarihli tutanakta; ihbar üzerine ... Kargo şubesi ile ... Kargo şubesinde sanık adına gönderilen üç adet kargo kolisi ile sanık tarafından gönderilen dört adet kargo kolisinde toplam 54.866 adet kaçak ilaç ele geçirildiğinin anlaşılması ve sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında kaçak ilaçları “...’den ...’li bir şahısın gönderdiğini” beyan etmesi karşısında; suça konu ilaçları gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda kaçak yollardan sokan kişi olduğu ispatlanamayan sanığın, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/5 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun 3/1 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca, kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesi’ne ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/5, 3/22, 5/2. madde ve fıkralarının somut olaya uygulanarak, belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251.maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık ...’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.