Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5536 Esas 2022/7474 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5536
Karar No: 2022/7474
Karar Tarihi: 28.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5536 Esas 2022/7474 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/5536 E.  ,  2022/7474 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar (...) Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında Pazar (...) Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma istemi değerden reddedilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kadastro çalışmaları sırasında, ... ili ..... ilçesi ....., Köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... vekili, taşınmazın kendi murisleri ...oğlu ... ve ... tarafından üçüncü kişiden satın alınarak Haziran 321 tarih ve 42 sayılı tapu kaydı ile malik olduklarını, tapu kaydının taşınmazı kapsadığını ve tapu kaydına uygun olarak malik sıfatı ile kullanıldığını öne sürerek, tespitin iptali ile taşınmazın murisleri ...oğlu ... oğlu ... ve ... veya mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan evin mülkiyeti hususunda tutanak tanığının ve davacı tanıkları ile davalı tanıklarının ittifakla ve birbirleri ile tutarlı şekilde beyanda bulundukları, bu beyana istinaden evin mülkiyetinin 1940 tarihli noter satış senedi ile ... tarafından ...'a satıldığı ve o tarihten bu yana ... ve mirasçıları tarafından kullanılmış olduğunun anlaşıldığı; ayrıca evin mülkiyeti konusunda davacı tanıklarının kendi aleyhlerine olabilecek beyanda bulunmalarının samimi olarak değerlendirildiği ve bu beyanlara itibar edildiği, o halde 156 ada 1 parsel üzerinde bulunan evin mülkiyeti konusunda bir ihtilaf bulunmamakta olup ki davacı tanığı ...ifadesinde bu hususu açıkça ortaya koymakta olduğu evin mülkiyetinin davalı ... mirasçılarına ait olduğunu beyan ettiği, dava konusu taşınmazın cilt no 6, sayfa 41, sıra no:42 Haziran 1321 nolu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı hususu bakımından söz konusu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığını ispat yükünün bu kayda dayanan davacı yana ait olduğu fakat dava konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığı ve davacı tarafın ispat külfetini yerine getiremediği; çünkü, tapu kaydının şüpheye yer bırakmayacak şekilde bütün sınırları itibariyle uyum sağlaması gerekeceği ve bu nedenle tapuya kayıtlı olmayan taşınmaz bakımından davacının murisleri tarafından yapılan dava konusu taşınmazı ...'e kullanması için devretme işleminin bağış niteliğinde hukuken geçerli olarak değerlendirileceği ve davacı ile davalı tanıkları, mahalli bilirkişi ile tutanak tanığının beyanlarından bu hususun ortaya çıktığı düşünülmüş, dava konusu taşınmazın ... tarafından noter senediyle davalıların murisi ...'e satış işleminin yapılmasının hukuken geçerli olduğu , tapu kaydının uygulanması neticesinden dava konusu yerin tapu kaydı kapsamında kalmadığı ve davacı yanca buraya ait başka bir tapu kaydı ortaya konmadığı için tapuya kayıtlı olmayan bu yer için menkul mal hükümlerinin geçerli olacağı ve menkul mal hükümleri gereğincede zilyetliğin devri ile mülkiyetin intikal edeceğinden yola çıkılarak somut olayında karşılıksız kullanma ile zilliyetlik devredildiğinden mülkiyetinde geçmiş olduğu ve geçerli bir işlem ile noter senedinin içeriğinde de anlaşılacağı üzere taşınmaz üzerindeki evi ve çayırlığı davalıların murisine sattığının anlaşıldığı ve satıştan itibaren tespit tarihine kadar nizasız ve fasılasız kullanım şartları ile kazandırıcı zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle verilen davanın reddi ile dava konusu taşınmaz ve üzerindeki evin davalının mirasçıları adına tesciline ilişkin ilk hüküm, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davanın esasına etkili bir kısım unsurlar yönünden hiç araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin isabetsizliğine değinilerek, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-a.6. maddesi gereğince kabulüne, Pazar (...) Kadastro Mahkemesinin 02.02.2017 tarihli ve 2012/45 Esas, 2017/2 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Pazar (...) Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesinin geri gönderme kararına istinaden yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tutanak tanığının beyanlarının birbiri ile tutarlı ve benzer olması, taraflara yakınlığı bakımından objektif beyanda bulunmaları nedeniyle işbu beyanlara hukuken itibar edildiği, keşif mahallinde davacı tarafın dosyaya sunduğu ve dayandığı dayanak Haziran 321 tarihli ve 42 sıra nolu tapu kaydında zeminde uygulanması neticesinde tapu kaydının dava konusu taşınmazı hudutları ve miktarı yönünden bir kısmının zemine uyduğu görülmüş olup Kadastro Kanunu'nun madde 13/1A-b'de yer alan ''Tapuda kayıtlı taşınmaz mal, kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; kayıt sahibi adına, kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,...'' hükmü gereğince tapuda kayıt maliki olan kök muris ... ve ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer taraftan dava konusu parsel üzerinde yer alan yapının zilyetliği ve öteden beri kullanımı bakımından keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tutanak tanığı ile hatta davacı tanığının birbirine benzer ve ittifakla ortaya konan beyanlara hukuken değer verilerek işbu yapının davalıların kök murisi ... tarafından kullanıldığı, ayrıca fen bilirkişi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporundan da 29.04.1939 tarihli noter sözleşmesinde yer alan yapının işbu parsel içerisinde yer alan ev olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının kısmen kabul kısmen reddine, 156 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile 15.10.2018 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide sarı renkli ''A'' harfli ile gösterilen 617.91 m2'lik yüzölçümlü yerin aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle kök muris ... ve ... mirasçıları adına tesciline, 15.10.2018 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renkli ''B'' harfli ile gösterilen 423.92 m2'lik yüzölçümlü yerin aynı ada ve parsel numarası verilerek, ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 10.11.2010 tarihinde yapıldığı, kadastro tespit tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun değişiklikten önceki tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti başlıklı 13. maddesinin kayıt sahibi veya mirasçılarından başkasının zilyet bulunması halini düzenleyen (B) bendinin (c) fıkrası "Kayıt sahibi yirmi yıl önce ölmüş veya gaipliğine hüküm verilmiş veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur" hükmünü içerdiği, öte yandan vergi kaydı mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydının hukukça bir değer taşımayacağı, mahkemece davacı tarafın tutunduğu Haziran 1321 tarihli ve 42 sayılı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kısmen kapsadığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya içeriğine uygun düşmediği, davacının tutunduğu Haziran 1321 tarih ve 42 sayılı tapu kaydı ...çocukları ... ... ve ... Ağalar adına kayıtlı olup dosya kapsamına getirtilen Arşiv Daire Başkanlığı yazısına göre anılan tapu kaydına rastlanmadığı bildirildiği gibi alınan bilirkişi rapor ve kayıt öreklerine göre de tapu kaydı tedavül görmediği ayrıca davacının dayanağı tapu kayıt malikleri ...çocukları ... ... ve ... ağa dosya kapsamına getirtilen nüfus kayıtları ile veraset ilamlarına göre 1928 yılında öldükleri, buna göre tarafların dayanağı Çamlıhemşin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/30 Esas ve 2006/2 Karar sayılı dosyasında yapılan 30.07.2002 tarihli keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler Necip ve Hava ile davalı tanık beyanları, 25.06.2004 tarihli keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ....., beyanı, yine elde ki dava dosyasında yapılan 01.06.2016 tarihli keşifte dinlenilen tutanak tanığı Yaves'in "duyduğu kadarı ile dava konusu taşınmazı ......,ndan satın aldığını, nizalı 156 ada 1 parsel üzerinde ki evi ...ve çocuklarının kullandığına" dair beyanı, davacı tanığı Meryem'in "davalıların murisi Yakup'un ...'ten taşınmaz üzerinde bulunan eski evi satın aldığını,satın aldığı tarihten bu güne taşınmaz üzerinde bulunan eski evi ...ailesinin kullandığını, hayvan toplanma yerini ise kimsenin kullanmadığına" dair beyanı, davalı tanıkları ... ve ...( in beyanları ile 25.06.2018 tarihli keşifte dinlenilen yerel bilirkişi İdris ve ...' ın beyanları birlikte gözetildiğinde, çekişmeli taşınmaz üzerinde kayıt malikinin ölüm tarihinden sonra ancak tespit tarihinden 20 yılın çok üzerinde olacak zaman öncesinde davacı ve murisi bakımından üçüncü şahıs konumunda bulunan davalıların murisinin zilyet olduğunun anlaşıldığı, bu halde davacının tutunduğu Haziran 1321 tarih ve 42 sayılı tapu kaydının intikal görmemesi, tapu kayıt malikleri ...çocukları ... ... ve ... Ağa'nın 1928 yılında vefat etmeleri ve tapu kayıt maliklerinin ölüm tarihinden sonra ancak tespit tarihi olan 2010 yılından önceye kadar davalı tarafın taşınmaza zilyet olduğunun toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiş olduğu ve bu itibarla tespit tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinde belirtilen koşulların davalılar yararına gerçekleştiği açıklanarak, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile Pazar (...) Kadastro Mahkemesinin 10.04.2019 tarih ve 2017/9 Esas, 2019/14 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddi ile 156 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit ve komisyon maliki olan ...'in ölü olduğu anlaşıldığından tespit malikine ait dosya içinde ki veraset ilamıda gözetilerek mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 44.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36.30 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara