Esas No: 2022/3701
Karar No: 2022/11198
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3701 Esas 2022/11198 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/3701 E. , 2022/11198 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılacak tebligatın geçerlilik koşulları Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinde gösterilmiş olup, anılan maddeye göre "adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste geçici olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması" gerekmekte olup; Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca sanığın son bildirdiği adresine 03.01.2019 tarihinde yapılan tebligat evrakında muhatabın adreste bulunmama sebebine dair beyanda bulunan komşunun daire numarası, ismi vs. gibi ayırt edici hiçbir özelliğinin belirtilmemesi ve keyfiyetin en yakın komşusuna haber verildiğine dair bir bilgiye yer verilmemesi nedeniyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, sonrasında ise kararın UYAP'ta sanığın yurt içi ikametgah adresi olarak gözüken adresinde "aynı konutta birlikte ikamet eden dayısı" imzasına 15.01.2019 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 15.01.2019 tarihli dilekçe ile sanık tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla; sanığın temyiz talebi süresinde olduğundan tebliğnamedeki temyiz isteminin süre yönünden reddi düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 29.06.2007 olarak gösterilmesi yerine 29.06.2017 şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
Sanık hakkında üste fiilen taarruz ve üste hakaret suçları ile ilgili olarak mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların 21.08.2008 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 04.08.2009 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan kurulan hükmün kesinleştiğinin anlaşılması üzerine hükümlerin açıklandığı, CMK’nun 231/8-c maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kesinleştiği tarih ile sanığın denetim süresi içinde yeni suç işlediği tarih arasında zamanaşımının durduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Suç tarihi itibarıyla sanığa isnat edilen suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırlarına göre 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e maddesi gereğince eylemlerin 8 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkındaki 25.10.2007 tarihli ilk mahkumiyet hükmünden sonra ikinci mahkumiyet hükmüne kadar zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı, 25.10.2007 tarihinden karar tarihi olan 18.12.2018 tarihine kadar 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler tesisi,
Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 5271 CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.