Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9323 Esas 2022/7677 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9323
Karar No: 2022/7677
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9323 Esas 2022/7677 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/9323 E.  ,  2022/7677 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazın uzun süre kullanılmamasına rağmen 2. sınıf tarım arazisi olduğunda dair düzenlenen ziraat bilirkişi raprounun çelişkili olduğu açıklanarak, söz konusu çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, ...., ili Merkez ilçesi ....,Mahallesi 520 ada 6 nolu parselin fen bilirkişi raporunda mavi renkle taralı ve B harfi ile gösterilen toplam 6.045.69 m2'lik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde, özel hukuk mülkiyeti kurmaya elverişli yerlerden olduğu, bu taşınmazın öncesinin mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre davacılar, ondan önce babaları, ondan önce de dedeleri tarafından kullandığı, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla bir süredir davacı tarafından kullanıldığı, keşifte alınan beyanlardan her ne kadar davacılar tarafından taşınmazın bir müddet kullanılmadığı belirtilmiş ise de askeri makamlar tarafından güvenlik nedeniyle taşınmazın kullanımına izin verilmediği, bu nedenle terk iradesinin olmadığının anlaşıldığı, 3402 sayılı yasadaki senetsizden zilyetlikle taşınmazın iktisabı hususundaki tüm şartların davacı yararı oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın eski tarihli belgelerde ne şekilde göründüğü araştırılmamış, dava konusu yerde kamulaştırma yapılıp yapılmadığı belirlenmemiş ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluşup ıoluşmadığı kesin olarak belirlenmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilmeli, yine çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanda kamulaştırma yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmış ise kamulaştırma çalışmalarına ilişkin plan, proje, kroki ve tüm belgeler ilgili birimden sorulmak suretiyle celp edilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman bir orman mühendisi bilirkişisi, üç ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve jeodezi ve fotogrametri bilirkişi eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği tespit edilmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve yörede kamulaştırma yapılmış ise taşınmazın kamulaştırma işlemine konu edilip edilmediğini belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, önceki ziraatçi bilirkişi raporlarını irdeleyen ve çelişkileri gideren, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.072005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara