Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20030 Esas 2022/11278 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20030
Karar No: 2022/11278
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20030 Esas 2022/11278 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanığın 2873 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükümlülük kararı ve sonrasında yapılan temyiz reddi, sanığın temyiz itirazları kabul edilerek bozulmuştur. Kararda, sanığa öncelikle usulüne uygun önödeme önerisinde bulunulması gerektiği ve yerine getirilmemesi halinde basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunduğu belirtilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şunlardır: 2873 sayılı Kanun'un 21. maddesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi ve 5237 Sayılı Türk Ceza Yasasının 75. maddesi. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4\t Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli, 2020/16 E., 2020/33 K. sayılı iptal kararları da kararda değinilmiştir.
7. Ceza Dairesi         2021/20030 E.  ,  2022/11278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 2873 sayılı Kanuna muhalefet
    HÜKÜM : 09/12/2014 tarihli karar ile hükümlülük; 09/02/2015 tarihli ek karar ile sanığın temyiz talebinin reddine

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Her ne kadar, sanığın 04.02.2015 tarihli temyiz isteminin süreden reddine dair 09.02.2015 tarihli ek kararı 25.02.2015 tarihinde birlikte oturduğunu beyan eden eşi Emine Çelik imzasına tebliğ edilmiş ise de UYAP kayıtlarının tetkikinde sanığın tebliğ tarihinde cezaevinde hükümlü olduğu görüldüğünden, 25.02.2015 tarihli ek kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, öğrenme üzerine 02.12.2020 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek sanığın eski hale getirme isteminin incelenmesinde,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adrese, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda verilen kararın, 15.01.2015 tarihinde sanığın MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın eski hale getirme istemi yerinde görülüp, temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 12. maddesi ile, 5237 Sayılı Türk Ceza Yasasının önödemeyi düzenleyen 75. maddesinde yapılan değişiklik sonucu, 2873 sayılı Yasanın 21. maddesinde düzenlenen suçun önödeme kapsamına alındığı, öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4
    Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli, 2020/16 E., 2020/33 K. sayılı iptal kararları ile 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK'nun 251/1. maddesi ile sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda "basit yargılama usulü"nün uygulanmasının olanaklı hale getirilmiş olduğu anlaşılmakla; sanığa öncelikle usulüne uygun önödeme önerisinde bulunulması, yerine getirilmemesi halinde ise basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara