Esas No: 2022/1120
Karar No: 2022/7756
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1120 Esas 2022/7756 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/1120 E. , 2022/7756 K.Özet:
Dava, muhdesat aidiyetinin ve değerinin tespiti üzerine açılmıştır. Mahkeme, taşınmazın davacıya ait olduğuna ve değerinin 6.500 TL olduğuna karar vermiştir. Ancak davalı tarafın temyizi üzerine dosya incelenmiş ve Yargıtay bu kararı bozmuştur. Bozma ilamında, taşınmazın kesinleşen 2/B alanında kalıp kalmadığına dair kesin bir sonuç elde edilmediği belirtilmiştir. Yargıtay, taşınmazın kullanım kadastrosunun yapılıp yapılmadığını ve yapılmışsa ne gibi işlemler yapıldığının araştırılması gerektiğini ifade etmiştir. Daha sonrasında yapılan incelemede, dava konusu taşınmazda kadastro çalışması yapıldığı ve kadastro tutanağı düzenlendiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu göz önünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmesi yerine yanlış bir karar verildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, karar davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları nedeniyle bozulmuştur.
3402 sayılı Kanun, kadastro işlemlerini düzenleyen bir yasadır. Kanunun 26. maddesi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği gün başlayacağına dair hükümler içermektedir. Ayrıca, kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş davalar hakkında, taşınmaz malın kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte yerel hukuk mahkemelerinin görevinin sona ereceği belirtilmektedir.
Ek-4 madde ise, 5831 sayılı Kanuna eklenen bir maddedir ve 3402 sayılı Kanun'a atıfta bulunmaktadır. Bu maddeye göre, köy ve mahallelerdeki arazi kullanım durumu, belirli aralıklarla güncellenerek kadastro tutanağına işlenmelidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin ve Değerinin Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemece verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle: ''yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, uzman orman bilirkişisi eşliğinde keşif yapılarak yörede 1995 yılında yapılıp kesinleşen 2/B uygulamasına ait harita ve tutanaklar yöntemince uygulanmamış, taşınmazın bu çalışmaya göre kesinleşen 2/B alanında kalıp kalmadığı duraksama yaratmayacak bir biçimde belirlenmemiş; 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Ek - 4. madde gereğince kullanım kadastrosu yapılıp yapılmadığı ve yapılmışsa bu çalışmada ne gibi bir işleme konu olduğu araştırılmamış olduğu bu nedenle yapılacak keşif sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile kamulaştırmadan önce Hatay İli...., İlçesi ...., Köyü ....,Mevkii 2640 parsel sayılı taşınmazda bulunan 65,00 metrekarelik tek katlı binanın davacıya aidiyetinin ve değerinin 6.500,00-TL olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu ....,Köyünde dava tarihinden sonra kadastro çalışması yapıldığı 2016 yılında 3402 sayılı Kanun'un Ek-4 maddesi gereğince güncelleme çalışması yapıldığı ve kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşılmakla, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesinde, Kadastro Mahkemesinin görevi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği gün başlayacağı açıklanmış, 27. maddesinde ise yerel hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği belirtilmiştir. Bu nedenle Mahkemece tutanak düzenlenen taşınmaz hakkında görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu göz önüne alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde esas hakkında karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.