Esas No: 2021/8787
Karar No: 2022/7736
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8787 Esas 2022/7736 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8787 E. , 2022/7736 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerin; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar; 01.06.2011 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını belirttikleri ...., İlçesi ...., mahallesinde bulunan tespit dışı taşınmazı imar ve ihya ettiklerini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava edilen yerin Göksu ırmağının güneyinde bulunan tescil dışı yerde kaldığı, 4373 sayılı ... Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Koruma Kanun'una göre belirlenmiş olan yatak mihverinden 125 sağa ve sola olan genişliğin içerisinde yer aldığı, 19/06/1951 tarihli ve 12920 sayılı kararnamenin güncelliğini koruduğu, taşınmazın 1961 yılında Göksu nehrinin yatağında olduğu, bu haliyle dere yatağından kazanılan yer durumunda olduğundan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu, özel mülkiyete konu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarihli ve 2015/7882 Esas, 2016/4450 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Buna karşılık davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22/03/2018 tarihli ve 2017/9617 Esas, 2018/2176 Karar sayılı ilamı ile maddi yanılgıya dayalı onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında özetle "Mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 07/04/2014 tarih 1602 sayılı yazı cevabında; Göksu nehrinin 19.06.1951 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17.04.1951 tarihli ve 12920 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 4373 sayılı Kanun kapsamına alınarak Silifke Regülatörü ile denize döküldüğü yer arasında yatak mihverinden itibaren sağlı ve sollu yüzyirmi beşer metre olmak üzere iki yüz elli metre genişliği haiz şeritvari sahanın ... saha ilan edildiği, Göksu ırmağından kasıtın Göksu ırmağının tescilli kadastro paftasında gözüken yatak sınırı olarak algılanması gerektiği, kararname tarihinden bu yana Göksu ırmağının zaman içinde yatak ekseninin değiştiği, kadastro paftasında gözüken yatak sınırının günümüzde güncelliğini yitirdiği, 1951 yılında kara olarak gözüken yerlerin günümüzde ırmak yatağı, ırmak yatağı olarak gözüken yerlerin ise kara alanı olarak gözüktüğü, 19/06/1951 tarihli ve 12920 sayılı kararnamenin güncelliğini koruduğu, sonrasında herhangi bir düzenlenme yapılmadığı hususlarının belirtildiği, 4373 sayılı ... Suları ve Su Baskınlarına Karşı Koruma Kanunu'nun 1. maddesinde 'Yüksek seviye gösteren akarsuların taşmasıyla su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek olan sahaların sınırlarının İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilan olunacağı' hükmüne yer verildiği, 4373 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile de tespit ve ilan edilen alanda suların akmasına engel olacak bina ve benzeri tesisler ile ağaç dikmek ve birtakım engellerin yapılmasının yasaklandığı, dolayısıyla 4373 sayılı Kanun'un mülkiyet hakkının edinilmesini yasaklamadığı, sadece tasarruf durumunu kısıtladığı, bir bakıma bu kanunla sınırlı mülkiyet durumunun öngörüldüğü belirtilmiş; Mahkemece; açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin çekişmeli taşınmazın 4373 sayılı Kanun'a göre belirlenmiş olan yatak mihverinden 125 sağa ve sola olan genişliğin içerisinde yer aldığı, 1961 yılında Göksu nehrinin yatağında olduğundan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu, özel mülkiyete konu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı açıklanarak; öncelikle 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1/2. maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletildiğinden dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına tebliğ edilerek husumetin yaygınlaştırılması, davacılar yararına 4721 sayılı TMK’nin 713, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddeleri uyarınca imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde gerekli tüm inceleme ve araştırmalar yapılıp sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda "dava konusu taşınmazın dere yatağından kazanılan yer olduğunun ve zilyetlikle kazanılmayacağının bilirkişi raporlarıyla açıkça ifade edilmesi sebebiyle" davanın reddine, davalı Hâzinenin tescil talebinin kabulü ile fen bilirkişileri ... Bıçak ve Sedat ... tarafından müştereken tanzim edilen 13/11/2013 tarihli rapor eki krokide A harfi ile gösterilen 5083.374 metrekarelik alanın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 44,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36,30 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.