Esas No: 2011/3584
Karar No: 2012/1
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/3584 Esas 2012/1 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... ve vekili avukat ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı-karşı davalı, maliki bulunduğu 3 ayrı taşınmazı davalı’ya 16.07.2008 tarihinde tapuda satarak devrettiğini, tapuda devirler gerçekleşmeden önce davalı ile kendisi tarafından yetkilendirilen dava dışı ... Pazarlama AŞ. arasında ‘ön tahsis’ sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede belirlenen satış bedeline uygun olarak peşin ödenen 15.000.TL düşülmekle davalı tarafından toplam 3.425.000. TL bedelli 4 ayrı çek verildiğini, ne var ki verilen çeklerin kısmen ödenerek 990.000 TL bakiye borcun kaldığını ileri sürerek 990.000.TL alacağının davalıdan yasal faizi İle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı-karşı davacı, dava dışı ... Pazarlama AŞ. ile imzalanan ‘ön tahsis belgesi’ başlıklı protokolün geçerliğini yitirdiğini, zira protokole göre arsa bedelinin belli bir bölümünün 15 gün içinde ödenmediği takdirde tahsisin kendiliğinden sona ereceğini, yine tapudaki devrin tahsis belgesi tarihinden 6 ay kadar sonra yapıldığını, dolayısıyla bu belgelerin delil olma niteliğinin olmayacağı, tapudaki satış bedelinin 485.000 TL olup, bunu da tapudaki devir sırasında nakten ve peşinen ödendiğini, bu hususun tapuda yapılan resmi sözleşmede de yer aldığını, davacı tarafa iddianın aksine toplam 2.825.000.TL bedelli 3 ayrı çek ile ödeme yaptığını, gerçek satış bedelinin de bu miktar kadar olduğunu, bu çeklere istinaden tapudaki ödeme dahil 2.935.000 TL ödeme yaptığını savunarak asıl davanın reddini dilemiş; karşı davası ile de, fazladan ödediği 110.000.TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 505.000.TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsiline, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
2012/3584-1
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacının bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı-karşı davalı, davalıya tapudan satıp devrettiği gayrimenkullerine ilişkin olarak satış bedeline karşılık alınan çeklerin kısmen ödenip bakiye kalan miktarın tahsili istemli eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava dışı ... Pazarlama AŞ. ile davalı arasında aktedilen tahsis protokolü uyarınca satış bedeli belirlenip, davalı tarafça yapılmış ödemelerin mahsubu sonucu kalan bakiye bedele hükmedilmiştir. Ne var ki Mahkemece, davalı tarafından yapılan ödemeler tespit edilirken, resmi devir sözleşmesinde satış bedeli olarak gösterilen toplam 485.000.TL da ödemelere dahil edilerek belirlenen satış bedelinden mahsup edilmiştir. Satıma konu taşınmazların 28.2.2008 tarihli ‘ön tahsis belgesi’ başlıklı protokol uyarınca m2’si 360 YTL’den davalıya devredileceği kararlaştırılmış olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece, tapu dairesinde taraflarca aktedilen resmi sözleşmede gösterilen satış bedelinin ayrı bir ödeme olduğu kabul edilmişse de, tahsis belgesindeki kararlaştırma ve bu kararlaştırmaya uygun olarak ödemenin toplam 3.425.000. TL bedelli 4 ayrı çekle yapılmış olmasına nazaran ve verilen çeklerin keşide tarihlerinin tapudaki devir tarihinden sonra olması karşısında, davalının ‘ön tahsis belgesi’ başlıklı protokoldeki kararlaştırmaya göre ödeme yaptığının kabulü gerekir. Daha açık bir anlatımla, tapuda yapılan resmi devir sözleşmesinde bahsedilen ödemelerin ayrı bir ödeme olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Öyle olunca, mahkemece asıl davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı-karşı davacının bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan (karşı davacı) alınarak davacı (karşı davalıya) ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 22.487.75 TL kalan harcın davalı-karşı davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 11.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.