Esas No: 2021/11854
Karar No: 2022/11404
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11854 Esas 2022/11404 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/11854 E. , 2022/11404 K.Özet:
Sanık, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10 ve Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddelerine muhalefet suçundan 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle kararın bozulmasını istemiştir. Ayrıca, suçtan zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun haberdar edilmediği ve gerekçeli kararın kendilerine tebliğ edilmediği belirtilmiş ve kararın kesinleşmediği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10 ve Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ...'nun anılan Kanun'un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ŞANLIURFA 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve 2018/180 Esas, 2018/1019 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 07.07.2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.07.2020 tarihli ve KYB. 2020/63873 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, duruşma gününe ilişkin tebligat evrakının sanığın adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince 11/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat mazbatasında en yakın komşusundan sorularak sanığın işe gittiğinin öğrenilmesini takiben, beyanda bulunan ve haber bırakılan komşu ismi ve imzası tespit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı anlaşılmakta ise de;
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/09/2018 tarihli ve 2016/12791 Esas, 2018/8413 Karar sayılı ve 3. Hukuk Dairesinin 11/02/2019 tarihli ve 2017/5224 Esas, 2019/901 Karar sayılı ilâmlarında belirtildiği üzere, beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı ve tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemeyeceğinden bu haliyle sanığa yapılan tebliğin usulsüz olduğu cihetle, sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı bulunan kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu dava ve duruşmadan haberdar edilmeden yargılama sonlandırıldığı gibi, adı geçen kuruma gerekçeli kararın tebliği de yapılmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine konu kararın kesinleşmediği anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.